Mustafa Kemal Paşa önderliğindeki Türk ordusunun 30 Ağustos’ta zaferle sonuçlanan Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi, Türk tarihinin en önemli kahramanlık destanlarından biri olarak kayıtlara geçti. O dönemin ayrıntılarını Hürriyet gazetesi yazarı Fatih Çekirge, Türkiye Büyük Millet Meclisi tutanaklarından aktarıyor.
CEPHEDE SAVAŞ, MECLİSTE BEKLEYİŞ
Geçen yıl Sakarya ve Dumlupınar cephelerini gezen Çekirge, savaşın patlayıcı, kan ve toz dolu ortamını gözlerinde canlandırmıştı. Bugün ise farklı bir perspektiften bakıyor: Cephedeki kahraman askerler mücadele ederken, Meclis’te neler oluyordu?
Düşman Ankara’ya dayanmış, Bursa boşaltılmış, Türk ordusu geri çekilmişti. Millet Meclisi’nde heyecanlı bir bekleyiş hâkimdi. Tartışmalar sürerken dualar edilmekteydi.

MECLİSTE GİZLİ CELSELERDEN TAARRUZ MÜJDESİ
21 Ağustos 1338 Cumartesi günü yapılan 88’inci toplantıda, Heyeti Vekile Reisi Rauf Bey, ordunun durumunu özetledi ve Fevzi Paşa’dan gelen telgrafı aktardı. Telgrafta, ordunun eksiklerini tamamlayarak düşmanla yakın temasta olduğu belirtiliyor ve Büyük Taarruz’un başlayacağı haber veriliyordu.
Rauf Bey, Meclis’e şu sözlerle hitap etti:
- “Milletimizin fedakâr halkı ve kahraman ordumuz, dünyada eşi benzeri olmayan kabiliyet ve fedakârlığa sahip bireylerden oluşmaktadır. Dava haklıdır, arzımız adaletin yerini bulmasıdır. Milletimiz istiklal hakkına sahiptir ve bu hak düşmanlarımızın gazabından korunacaktır. Cenab-ı Hak ordumuza zafer ihsan etsin.”
Rauf Bey ayrıca taarruzun tamamen gizli tutulması gerektiğini vurguladı. Bu celse, güvenlik gerekçesiyle gizli yapıldıktan sonra halka açıldı.
MECLİS VE CEPHE ARASINDAKİ MESAFE: KADERİN YOĞUNLUĞU
6 Eylül 1922’deki 97’nci toplantıda, Garp Cephesi’nden gelen şifreli telgraf Meclis’e aktarıldı. Dumlupınar Meydan Muharebesi’nde düşman ordusunun tamamen imha edildiği, savaşın genel seyrinin Türkler lehine kesin şekilde değiştiği bildirildi.
Fevzi Paşa, muharebenin bir hatıra olarak kaydedilmesini ve Başkomutan Mustafa Kemal Paşa’ya duyulan sevgi ve güvenin pekişmesini istedi. Bu muharebeye “Garp Cephesi Başkomutanlık Muharebesi” adı verildi.
Ankara ile Dumlupınar cephesi arasındaki yaklaşık 300 kilometrelik mesafe, Meclis’in bekleyişini ve kararların ağırlığını daha da dramatik kılıyordu. O dönemde Meclis’i Kayseri’ye taşıma tartışmaları bile yaşanmıştı.

MECLİSİN KARARLILIĞI VE DUALAR
Tutanaklar, Anadolu’nun dört bir yanından gelen vekillerin heyecan ve kararlılığını gözler önüne seriyor. Milletin kaderini belirleyen kararlar alınırken, ordudan gelecek haberler sabırla bekleniyor, dualar ediliyordu.
Fatih Çekirge, bu tarihi satırları okurken, Meclis’te ordunun arkasında dimdik duran ve cesurca görev yapan vekillerin hatırasına saygı duyduğunu belirtiyor. 30 Ağustos Zaferi, yalnızca cephedeki kahramanlığın değil, aynı zamanda Meclis’te milletin kararlılığı ve dualarının da zaferdeki rolünü ortaya koyuyor.
30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI KUTLU OLSUN
Tarihe geçen bu zafer, Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının üstün mücadelesiyle mümkün oldu. Aynı zamanda Millet Meclisi’nde ordusunun arkasında duran vekillerin cesareti ve fedakârlığı da unutulmamalıdır.
30 Ağustos Zafer Bayramı, Türk milletinin bağımsızlık yolunda gösterdiği azim ve kararlılığın simgesi olarak kutlanıyor.





