Kazakistan’ın başkenti Astana’da gerçekleştirilecek ikinci Çin–Orta Asya Zirvesi, büyük ölçüde sembolik bir değer taşıyor. Ancak sembollerin ötesinde, bu zirve Çin’in enerji, dijital altyapı ve güvenlik başlıkları üzerinden bölgeyi kendi küresel vizyonuna entegre etme çabasının derinlikli bir yansıması olarak okunuyor.
Yeni bir iş birliği modeli: Sadece ticaret değil, sistem ortaklığı
Çinli diplomat ve eski büyükelçi Yao Peisheng’e göre, bu zirve Pekin ile Orta Asya başkentleri arasında gelişen ilişkilerde yeni bir modelin başlangıcını temsil ediyor. “Yeşil enerji, dijital altyapı ve sınır ötesi lojistik yalnızca ticari konu başlıkları değil; Çin'in bölgeye nasıl bir gelecek sunduğunu gösteren yapı taşlarıdır,” diyor Yao.
Zirvede dijital ekonomi, sınır aşan altyapı, ortak güvenlik anlayışı ve kültürel bağlar gibi çok katmanlı bir iş birliği çerçevesi öne çıkacak. Çin’in önerdiği bu model, sadece ekonomik entegrasyon değil, siyasal eş güdüm sağlayan yeni bir bölgesel sistem vaadi olarak yorumlanıyor.
Rekor ticaret hacmi: Rakamlar artık siyasal sembol haline geliyor
Çin ile Orta Asya arasındaki ticaret hacmi 2023 yılında 95 milyar dolara yaklaştı. Kazakistan, Çin’in bölgedeki en büyük ticaret ortağı konumunda. Ancak bu ekonomik büyüklük, artık sadece mal değişimiyle sınırlı değil; aynı zamanda teknoloji transferi, iklim projeleri ve demiryolu entegrasyonu gibi çok katmanlı stratejik anlaşmaların taşıyıcısı.
Yeni İpek Yolu’nun kalbi burada atıyor
Çin’in “Bir Kuşak Bir Yol” girişimi kapsamındaki projeler, bu zirvede özellikle Trans-Kafkasya taşımacılık koridorları ve Çin–Kırgızistan–Özbekistan Demiryolu Projesi aracılığıyla somutlaştırılacak. Bu projeler, Çin’i Avrupa’ya bağlayan hatların jeopolitik risklerden etkilenmeden çeşitlenmesini sağlayacak.
Bu yönüyle, zirve yalnızca Çin’in Orta Asya ile kurduğu ilişkiyi değil, aynı zamanda küresel ticaretin güvenlik mimarisini de yeniden tanımlamaya aday.
Diplomasi sahnesi değişiyor: Kültür, vize serbestliği ve yumuşak güç
Zirvede konuşulacaklar yalnızca ağır sanayi ve enerjiyle sınırlı değil. Çin ile Kazakistan arasında uygulanan vizesiz seyahat rejimi sayesinde, 2024 yılında Çin’den gelen turist sayısında %78 artış yaşandı. Kültür, eğitim ve akademik iş birlikleri, Çin’in bölgedeki yumuşak gücünü sistemli biçimde inşa ettiğini gösteriyor.
Pekin modeli bölgesel küreselliğe göz kırpıyor
Çin’in Orta Asya’daki yükselişi Batı başkentlerinde sessiz ama dikkatli bir şekilde takip ediliyor. Pekin’in bölgeye sunduğu model, bir tür “Bölgesel Küreselleşme”: sınırlı ama istikrarlı entegrasyon, ortak altyapı, karşılıklı bağımlılık ve bağımsız siyasi duruş. Bu yönüyle, Batı’nın liberal düzenine alternatif yeni bir jeopolitik algoritmanın kodları burada yazılıyor olabilir.