Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Almanya Başbakanı Friedrich Merz'i kabulu sonrasında açıklamalarda bulunuyor. Erdoğan, görüşmede Avrupa Birliği üyelik süreci, savunma sanayi alanındaki iş birliği ve ticaret hacminin artırılması gibi konuların ele alındığını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
“Stratejik önceliğimiz olan Avrupa Birliği’ne tam üyelik sürecine ilişkin beklentilerimizi dile getirdik. Almanya’da yaşayan Türk toplumunun iki ülke için ortak bir değer olduğunu bir kez daha vurguladık. Savunma iş birliği alanında atılacak adımları değerlendirdik. Ticaret hacmimizi 60 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz.”
Avrupa'da değişen güvenlik koşulları ışığında savunma sanayi ürünlerinin tedarikinde geçmişte yaşanan sıkıntıları geride bırakarak ortak projelere odaklanmamız gerekiyor. Eurofighter uçaklarının temin süreci gibi Almanya'nın son dönemde bu alanda attığı olumlu adımları memnuniyetle karşılıyoruz. Türkiye'nin savunma sanayi alanında yakaladığı ivme dikkate alındığında Almanya ile çok geniş işbirliği imkanlarına sahip olduğumuz görülüyor. Kazan-kazan anlayışı temelinde bu işbirliğini daha da güçlendirebiliriz.
Değerli arkadaşlar, bugün ayrıca terörle mücadeledeki beklentilerimizi de değerli dostumla paylaştım. Almanya'nın kamu güvenliği bakımından da ciddi tehdit teşkil eden terör örgütleriyle ortak mücadelenin önemine dikkat çektim.
Bölgesel ve küresel meselelerde de fikir alışverişinde bulunduk. Türkiye olarak Gazze'deki soykırımı ilk günden itibaren uluslararası gündeme taşıdık. Ateşkesin sağlanması ve insani yardımların bölgeye ulaştırılması için yoğun çaba gösterdik. Bu mezalimin yeniden yaşanmamasına ve bölgede kalıcı barışın anahtarı olan iki devletli çözüme dair görüşlerimizi kendilerine aktardım. Evvela bölgeye yardımların kesintisiz ulaştırılması gibi yeniden yapılanma sürecinde de herkesin taşın altına elini koyması gerektiğini ifade ettim.
Sayın Şansölye ile komşumuz Suriye'deki gelişmeleri de ele aldık. Devrimden bu yana geçen 11 ayda Cumhurbaşkanı Sayın Şara’nın liderliğinde Suriye, kalıcı barış, huzur ve ekonomik kalkınma yolunda ciddi ilerlemeler kaydetti. Yaptırımların kalkmasına paralel olarak bu sürecin daha da hızlanacağı inancındayız. Ülkenin toprak bütünlüğü ve birliğinin muhafazası suretiyle Suriye halkının tüm fertlerinin refah ve esenliği bizim için öncelikli hedeftir. Bu noktada 10 Mart mutabakatının uygulanmasına büyük önem atfediyor, bu yönde verilen mesajları dikkatle takip ediyoruz. Almanya'nın da Suriye konusunda bizimle eş güdüm içinde çalışmaya atfettiği önemin farkındayız.
Ukrayna-Rusya Savaşı konusunda da görüş alışverişimiz oldu. Savaşın adil ve kalıcı şekilde çözümü için diplomatik çabaların sürdürülmesini önemli görüyoruz.
Değerli basın mensupları, güçlü temellere ve çok katmanlı ilişki ağına sahip Türk-Alman işbirliğinin Avrupa'nın ve mücavir coğrafyalarımızın güvenliği için vazgeçilmez olduğunu bugün bir kez daha teyit etmiş olduk. Bu anlayışla Almanya ile yakın işbirliği içinde çalışmayı önümüzdeki dönemde de sürdüreceğiz."
"Türkiye çok önemli bir ortak"
Erdoğan'ın ardından Şansölye Merz, şöyle devam etti:
"Yeni bir jeopolitik sürece giriyoruz. Stratejik partnerlerimizle aramızı geliştirmeliyiz. Türkiye de burada devre dışı kalamaz. İki ülkenin çok yakın bağları var. NATO'da da ortağız. Güvenlik politikalarında da çok önemli bir aktör. Daha iyi bir potansiyele erişeceğiz. Türkiye ve Almanya arasındaki olgun bir ortaklık, hassas konuları da daha ayrıntılı ele almayı gerektiriyor. Türkiye'yi Avrupa Birliği'nde görmek istiyoruz. Erdoğan'a stratejik bir diyalog teklif ettim. Türkiye'nin Eurofighter almasından memnunuz. Türkiye bizi meşgul eden tüm dış politika ve güvenlik konularında çok önemli bir aktör. Güvenlik politikaları alanında daha yakın işbirliği içinde olacağız." ifadelerini kullandı.
Merz, "Türkiye'yi Avrupa Birliği'nde görmek istiyoruz." dedi.
Ortak basın açıklamasının ardından Erdoğan ve Merz gazetecilerin sorularını yanıtladı.
"HUKUKU AYAKLAR ALTINA ALAMAZSINIZ"
"Kim hangi makamda olursa olsun, bir hukuk devletinde hukuku ayaklar altına alamazsınız. Hangi makamda olursanız olun eğer hukuku ayaklar altına alırsanız, yargı devletinde yargı makamları ne gerekiyorsa onu yapmak zorundadır. Eğer yapmazlarsa bu defa yolsuzluk, hırsızlık, her tür yanlış alır başını gider. Nitekim İstanbul'daki süreç böyle işlemiştir ve şu anda da bu süreci yargı kendisine terettüp ettiği şekilde işletmektedir ve gereğini de yapmaktadır.
Örneğin son dönemde mesela bir hakemler olayı çıkmıştır ve bu hakemler olayında da yine futbol sahalarında neler oluyor ve bütün bunlar olurken eli kolu bağlı olarak herhalde bir devlet bunu takip edemez. Ne gerekiyorsa yapması lazım ve şu anda da bu yapılmıştır ve vatandaş tribünlerdeki bu gelişmeyi görünce şimdi çok da mutlu olmaktadır. Neler oluyor, neler demeye başlamıştır.
Rusya'ya yaptırımlar uygulanmalı. Rusya bu yolla müzakere masasına oturabilir."




