Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) 2025 yılına dair çarpıcı veriler paylaştı. Kurumun açıkladığı rapora göre sadece bu yıl içinde sağlık hizmetlerine yönelik 821 saldırı gerçekleşti. Bu saldırılar sonucunda 1121 kişi hayatını kaybederken, yüzlerce sağlık çalışanı ve hasta da yaralandı. DSÖ sağlık hizmetlerinin güvenli ve kesintisiz bir şekilde sunulmasının artık küresel bir zorunluluk haline geldiğini vurguladı.
SAĞLIK ÇALIŞANLARI HEDEFTE
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) 19 Ağustos Dünya İnsani Yardım Günü kapsamında dikkat çeken bir rapor paylaştı. Raporda yalnızca bu yıl sağlık hizmetlerine yönelik 821 saldırı düzenlendiği ve bunun sonucunda 1121 kişinin yaşamını yitirdiği bildirildi. Ayrıca 645 sağlık çalışanı ve hasta yaralandı.
"SAĞLIK GÜVENLİK ALTINDA OLMALI"
DSÖ yaptığı açıklamada sağlık hizmetlerinin sadece var olması değil aynı zamanda güvenli koşullarda sürdürülebilir şekilde sunulmasının zorunlu olduğuna vurgu yaptı. Kuruluş, insan hayatını doğrudan ilgilendiren hizmetlerin şiddetten, tehditten ve korkudan arındırılması gerektiğini belirtti.
İNSANİ YARDIM GÜNÜ’NDE ACI TABLO
Her yıl 19 Ağustos’ta kutlanan Dünya İnsani Yardım Günü bu kez savaşların ve çatışmaların gölgesinde anıldı. DSÖ’nün verilerine göre sağlık hizmetleri, dünyanın birçok bölgesinde hedef alınmaya devam ediyor. Sağlık çalışanlarının korunması sadece insani bir sorumluluk değil toplumların geleceği için de kritik bir öneme sahip.
Uzmanlara göre sağlık sistemine yönelik saldırılar yalnızca can kaybına yol açmıyor; toplumların uzun vadeli sağlık altyapısını da tehdit ediyor. Yaralıların tedaviye ulaşamaması, salgın risklerinin artması ve sağlık çalışanlarının görev yapmaktan çekinmesi kriz bölgelerinde büyük bir tehlike oluşturuyor.
Dünya Sağlık Örgütü tüm devletlere ve uluslararası kuruluşlara şu şekilde açık çağrı yaptı:
- Sağlık çalışanları korunmalı.
- Hastaneler ve klinikler güvenli bölgeler olmalı.
- Hizmetlere erişim şiddet, korku ve baskıdan uzak sağlanmalı.
DSÖ’nün uyarısı sağlık çalışanlarının her koşulda görevlerini güvenle yapabilmesi için küresel ölçekte güçlü önlemler alınması gerektiğini ortaya koyuyor.
