İzmir’de aile hukukuna ilişkin bir boşanma davasında verilen tedbir nafakası kararı, alışılmış nafaka algısını yeniden gündeme taşıdı. Tire ilçesinde görülen davada mahkemenin erkek eş lehine aylık 5 bin lira tedbir nafakasına hükmetmesi üzerine, nafaka uygulamalarının hangi esaslara göre belirlendiği ve kararın hukuki boyutu avukatların açıklamalarıyla ele alındı.

Terörsüz Türkiye sürecinde kritik hafta: Komisyon koordinatörleri toplanıyor
Terörsüz Türkiye sürecinde kritik hafta: Komisyon koordinatörleri toplanıyor
İçeriği Görüntüle

TEDBİR NAFAKASINDA CİNSİYETE DAYALI AYRIM YOK

Avukat A. İslam Gezer, mahkemelerin tedbir nafakası konusunda kadın ya da erkek lehine bir ayrım yapmadığını belirtti. Kanun nezdinde kadın ve erkeğin eşit haklara sahip olduğunu vurgulayan Gezer, boşanma ya da ayrılık davası açıldığında aile mahkemesi hâkiminin eşlerin barınması ve geçimine ilişkin önlemleri almakla yükümlü olduğunu ifade etti. Müşterek çocuğun bulunması halinde ise talep olmasa dahi çocuğun üstün menfaatinin sağlanması amacıyla mahkemece gerekli tedbirlerin alınabildiğini aktardı.

TEDBİR NAFAKASI HANGİ KRİTERLERE GÖRE BELİRLENİYOR?

Gezer, eşlerin geçimine dair alınan önlemlerden birinin tedbir nafakası olduğunu belirterek, bu nafakanın geçici bir önlem niteliği taşıdığını kaydetti. Tedbir nafakasının yargılama süresince devam edebileceğini, koşulların oluşması halinde yargılama sonunda yoksulluk nafakası olarak da varlığını sürdürebileceğini ifade etti. Nafaka kararından önce mahkemece sosyal ve ekonomik durum araştırması yapıldığını aktaran Gezer, bu araştırmada eşlerin gelir durumu, mal varlığı, işi, bakmakla yükümlü oldukları kişiler ve çalışmaya engel bir durumun bulunup bulunmadığı gibi hususların değerlendirildiğini söyledi. Yapılan inceleme sonucunda mahkemenin, dava tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde nafakaya hükmettiğini belirtti.

NAFAKA ALGISI TOPLUMDA TEK TARAFLI ŞEKİLLENDİ

S.B.’nin avukatlarından Elif Büşra Berber ise kanunun kadın ve erkek ayrımı yapmaksızın, boşanma davasında her eşe tedbir nafakası talep etme hakkı tanıdığını ifade etti. Ancak toplumda nafakanın kadın ve çocukla özdeşleştirildiğine dikkat çeken Berber, ekonomik açıdan bir kadın lehine nafaka kararı verildiğinde bunun olağan karşılandığını, erkek lehine nafaka takdir edildiğinde ise şaşkınlıkla yaklaşıldığını belirtti. Nafaka kararlarının, cinsiyetten bağımsız olarak ekonomik koşullar ve korunmaya değer eş kriteri üzerinden değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.

DAVADA EKONOMİK DURUM BELİRLEYİCİ OLDU

Berber, habere konu davada erkek müvekkilin işsiz olduğunu ve düzenli bir gelirinin bulunmadığının tespit edildiğini aktardı. Tarafların birlikte açıp işlettikleri işyerinin tüm resmi kayıtlarının davalı kadın adına olması nedeniyle müvekkilin fiilen çalışamadığını belirten Berber, müvekkil ve ailesinin mevcut maddi imkânlarını da işyeri için harcadığını söyledi. Mahkemenin, yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırması sonucunda korunmaya değer eşin varlığını esas alarak nafaka kararı verdiğini ifade eden Berber, kararın Medeni Kanun’un eşitlik ilkesine uygun şekilde tesis edildiğini kaydetti.

ilgili haber için; İzmir'de boşanma davasında dikkat çeken karar

Muhabir: Eyüp Ercan