Erozyon, toprak parçacıklarının bulundukları yerden ayrılması, taşınması ve yeni bir noktada çökelmesiyle ilerleyen dinamik bir jeomorfolojik süreçtir. Tarım arazilerinde üst toprağın kaybı, içme suyu kaynaklarında bulanıklık, barajlarda dolgu, kıyılarda gerileme ve eğimli arazilerde kütle hareketleri erozyonun başlıca sonuçları arasında yer alır. İklim, topoğrafya, bitki örtüsü, toprak yapısı ve arazi kullanımı erozyon hızını belirleyen temel faktörlerdir.

EROZYON NEDİR? TEMEL TANIM VE KAPSAMI

Erozyon en yalın hâliyle, toprağın ve regolitin doğal etkenlerle aşınarak taşınması anlamına gelir. Doğal ortamda her zaman var olan bu süreç, bitki örtüsüyle dengelenebilir; ancak yanlış arazi kullanımı ve yoğun müdahaleler dengeyi bozar, toprak kaybını hızlandırır. “Doğal erozyon” yavaş ve jeolojik zaman ölçeklerinde işlerken, “hızlandırılmış erozyon” insan etkisiyle kısa sürede büyük miktarda üst toprağın yok olmasına yol açar. Üst toprağın kaybı, organik madde ve besin elementlerinin azalmasına, su tutma kapasitesinin düşmesine ve toprak yapısının bozulmasına neden olur.

Erozyon2

EROZYON NASIL OLUŞUR?

Erozyon üç temel aşamada ilerler: koparma (detachment), taşıma (transport) ve birikme (deposition). Şiddetli yağmur damlaları yüzeyi döverek parçacıkları yerinden koparır. Yüzey akışı, önce ince bir film hâlinde “yaprak erozyonu” oluşturur; akış belirginleşince milimetrik “yarıntılar” (rill) gelişir, süreç ilerledikçe santimetrelerce derin “oyuntu” (gully) kanalları açılır. Rüzgâr ise kuru, gevşek ve korumasız yüzeylerden ince taneleri kaldırır, yüzeye yakın taşıyıp daha sonra çöktürür; bu esnada yüzeyde aşınma ve kumul hareketleri görülür. Eğimli arazilerde yerçekimi etkisiyle malzemenin yavaş akışı veya ani kaymaları da erozyon zincirinin parçasıdır. Sürecin nereye evrileceğini yağışın şiddeti, rüzgârın hızı, eğim, toprak dokusu ve bitki örtüsü belirler.

EROZYON TÜRLERİ: SU, RÜZGÂR, KIYI VE KÜTLE HAREKETLERİ

Su erozyonu, yağış ve akışın etkisiyle gelişir. Yaprak, yarıntı ve oyuntu erozyonu tarım arazilerinde en sık gözlenen biçimlerdir. Nehir kenarlarında yan oyulma ile kıyı çizgisi değişebilir. Rüzgâr erozyonu, kurak ve yarı kurak bölgelerde korumasız tarlalarda toz fırtınalarına ve verimli silt-humus karışımının uzaklaşmasına neden olur. Kıyı erozyonu, dalga ve gelgitlerin sahili aşındırması, fırtınalarda kıyı çizgisinin hızla gerilemesiyle ortaya çıkar. Kütle hareketleri (heyelan, akma, kaya düşmesi) ise doygunluk, zayıf zemin ve eğim kombinasyonuyla tetiklenen yerçekimi temelli aşınma ve taşınma süreçleridir.

Ormansızlaşma, aşırı ve kontrolsüz otlatma, yanlış toprak işleme, nadasın kötü uygulanması, eğime paralel sürüm, anız yakma ve plansız inşaat sahaları erozyonu hızlandırır. Bitki örtüsü kaldırıldığında toprağı bağlayan kökler ve yüzeydeki yaprak-kök artıkları ortadan kalkar; yağmur damlaları doğrudan zemine vurur, yüzey akışı artar. Yoğun makine kullanımı toprakta sıkışmaya ve suyun yüzeyden akmasına yol açar. Maden sahaları, yol açmaları ve şantiye düzensizlikleri yerel ölçekte şiddetli erozyon odakları yaratabilir.

İKLİM VE COĞRAFYA EROZYONU NASIL ETKİLER?

Yağışın şiddeti ve süresi su erozyonunun ana belirleyicisidir. Kısa sürede düşen yüksek şiddetli sağanaklar, damla etkisini ve yüzey akışını artırır. Rüzgâr erozyonu için kurak mevsimlerdeki düşük toprak nemi ve çıplak yüzeyler başlıca risk faktörleridir. Topoğrafyada eğim arttıkça akış hızı ve taşıma kapasitesi büyür. Toprak dokusunda kumlu zeminler taşınmaya, siltli-killi zeminler ise damla etkisiyle kabuklaşmaya yatkındır. Bitki örtüsü, yağmur damlası enerjisini sönümler, kökleriyle toprağı bağlar ve yüzey akışını yavaşlatır; bu nedenle örtü yüzdesi erozyon riskinde kritik bir göstergedir.

Üst toprağın kaybı, verim düşüşü ve gübre-su ihtiyacında artış anlamına gelir. Tarımda tohum yatağı bozulur, fide tutunması zorlaşır, sulama verimsizleşir. Akarsulara taşınan sediment, baraj ve göletlerde birikerek depolama kapasitesini düşürür; su iletim hatlarında tıkanmalara yol açar. İçme ve kullanım sularında bulanıklık ve arıtma maliyetleri artar. Karayolları ve köprü ayakları, oyulma ve yanal aşınma nedeniyle zarar görebilir.

Arazide yüzey kabuklaşması, toprakta çatlaklar, bitki köklerinin açığa çıkması, tarlada çizgi hâlinde malzeme birikintileri ve yağış sonrası kahverengi-bulanık akış erozyonun saha belirtileridir. Yol kenarlarında aşırı dolmuş hendekler, tıkanmış menfezler ve yeni oluşan küçük yarıntılar riskin arttığını gösterir.

EROZYONU ÖNLEME YÖNTEMLERİ NELERDİR?

Erozyon kontrolü, araziye ve iklime uygun bir dizi tedbirin birlikte uygulanmasına dayanır. Eğimli tarlalarda kontur sürüm ve şeritvari ekim (strip cropping) yüzey akışını kırar. Teraslama, akışın hızını düşürüp suyun tarlada sızmasını artırır. Anızın yerinde bırakılması ve malçlama toprağı korur. Örtü bitkileri (cover crop) yağışlı mevsimde yüzeyi kapatarak toprak kaybını azaltır. Asgari toprak işleme (minimum/azaltılmış sürüm) toprak yapısını ve organik maddeyi korur. Rüzgâr erozyonuna karşı ağaç sıraları ve rüzgâr kıran çitler, kumul sabitleme ve nem yönetimi etkili çözümlerdir. Akarsu kenarlarında tampon şeritler (riparyan koridorlar) sediment ve besin taşınımını filtreler. Oyuntu başlangıçları küçük eşikler, taş dolgu ve biyomühendislik teknikleriyle stabilize edilebilir.

KENTLERDE EROZYONLA MÜCADELE

Şehirlerde geçirimsiz yüzeyler yağmur suyunu hızla akışa geçirir, erozyon ve sel riskini büyütür. Yağmur bahçeleri, geçirgen kaplamalar, biyolojik hendekler (bioswale) ve yeşil çatılar suyu tutup geciktirerek hem erozyonu azaltır hem de kentsel ısı adası etkisine karşı katkı sağlar. Şantiye alanlarında sediman bariyerleri, tekerlek yıkama rampaları, stok yığınlarının örtülmesi ve yağış öncesi drenaj kontrolü zorunlu adımlardır. Kıyı kentlerinde kumul restorasyonu, set gerisi doğal tampon alanların korunması ve yeni yapılaşmalarda geri çekilme hatları kıyı erozyonu baskısını azaltır.

Erozyon riski taşıyan tarlalarda arazi planı yaparken eğim haritası çıkarılmalı, eğime dik ilçelerden kaçınılmalı ve kontur hatları esas alınmalıdır. Dönemsel olarak örtü bitkileriyle toprağın çıplak kalması engellenmeli, organik madde seviyesi artırılmalıdır. Sulamada düşük şiddetli ve eş dağılımlı yöntemler (damla, yağmurlama ayarı) tercih edilmeli; aşırı su uygulamasından kaçınılmalıdır. Ağır makinelerle ıslak zeminde çalışmak sıkışmayı artırdığından sınırlandırılmalıdır. Parsel çıkışlarında basit çökeltim havuzları ve setler kurularak yağışla gelen sedimentin alt kotlara taşınması önlenebilir.

Erozyonla mücadelede arazi toplulaştırma, meraların iyileştirilmesi, ormanlaştırma ve tarımsal desteklerin koruyucu uygulamaları teşvik edecek şekilde düzenlenmesi önem taşır. Eğitim ve farkındalık çalışmalarıyla çiftçilerin, müteahhitlerin ve yerel yönetimlerin aynı hedefte buluşması sağlanır.

Tanzimat Fermanı nedir, maddeleri nelerdir?
Tanzimat Fermanı nedir, maddeleri nelerdir?
İçeriği Görüntüle

Erozyon doğal bir süreç olsa da, doğru arazi yönetimi uygulanmadığında hızlanarak tarım, su kaynakları, altyapı ve ekosistemler üzerinde kalıcı hasar bırakır. Riskin kaynağı; iklim, eğim ve toprak gibi kontrol edilemeyen unsurlar ile arazi kullanımı ve örtü yönetimi gibi kontrol edilebilir unsurların etkileşimidir. Koruyucu tarım, yeşil altyapı ve havza bazlı planlama birlikte yürütüldüğünde erozyon önemli ölçüde azaltılabilir. Toprak, yenilenmesi uzun zaman alan stratejik bir varlıktır; bu nedenle erozyonla mücadele, bireysel uygulamalardan kurumsal politikalara uzanan kesintisiz ve koordineli bir çabayı gerektirir.

https://cevreselgostergeler.csb.gov.tr/erozyon-tehlikesi-altindaki-alanlar-i-85769

Kaynak: Haber Merkezi