Karaciğerde üretilen ve kan plazmasında bulunan bir protein olan fibrinojen, yaralanmalar sonrasında kanamanın durdurulmasında hayati bir rol oynar.
Fibrinojen Nedir ve Vücuttaki Görevi Nedir?
Fibrinojen, kanın pıhtılaşma sisteminin temel yapı taşlarından biridir. Bir yaralanma meydana geldiğinde, pıhtılaşma zinciri başlar ve trombin adı verilen bir enzim, fibrinojeni "fibrin" adı verilen çözünmez bir proteine dönüştürür. Fibrin molekülleri, yaralı bölgede bir ağ oluşturarak kan hücrelerini yakalar ve kanamayı durduran bir pıhtı oluşturur. Bu süreç, vücudun kendini koruma mekanizmasının en önemli parçasıdır.
Fibrinojen seviyeleri, genellikle bir kan pıhtılaşma testi (PT, aPTT) veya spesifik olarak fibrinojen testi ile ölçülür. Normal bir yetişkin için ideal fibrinojen aralığı genellikle 200-400 mg/dL olarak kabul edilir. Ancak bu değerler, laboratuvardan laboratuvara küçük farklılıklar gösterebilir.
Fibrinojen Yüksek Olursa Ne Olur?
Fibrinojen yüksek olursa ne olur? Bu durum, genellikle vücutta bir iltihaplanma veya enfeksiyon olduğunun bir göstergesi olabilir. Fibrinojen, bir "akut faz reaktanı" olarak kabul edilir, yani enfeksiyon, travma veya iltihap gibi durumlarda seviyesi yükselir. Fibrinojen yüksekliğinin başlıca nedenleri şunlardır:
-
Enfeksiyon ve iltihabi hastalıklar: Akut veya kronik enfeksiyonlar (grip, zatürre vb.) ile romatoid artrit gibi iltihabi hastalıklar fibrinojen seviyesini artırabilir.
-
Travma ve ameliyat: Vücuttaki doku hasarı, pıhtılaşma sistemini aktive ederek fibrinojenin yükselmesine yol açar.
-
Gebelik: Normal bir fizyolojik süreç olarak fibrinojen seviyesi hamilelikte artar.
-
Sigara kullanımı: Sigara içmek, vücuttaki kronik iltihaplanmayı tetikleyerek fibrinojenin yükselmesine neden olabilir.
-
Kalp-damar hastalıkları: Yüksek fibrinojen seviyeleri, kalp krizi ve inme gibi tromboembolik olaylar için risk faktörü olarak kabul edilir.
Fibrinojen Ne Zaman Düşer ve Onu Ne Düşürür?
Fibrinojen ne zaman düşer? Fibrinojen seviyesinin normalin altına düşmesi, kanın pıhtılaşma yeteneğinde bir sorun olduğuna işaret edebilir. Bu durum, kanama riskini artırabilir. Fibrinojen düşüklüğüne yol açan başlıca durumlar şunlardır:
-
Karaciğer hastalıkları: Fibrinojen karaciğerde üretildiği için, siroz veya karaciğer yetmezliği gibi durumlar üretimini düşürebilir.
-
Yaygın damar içi pıhtılaşma (DİK): Vücudun içinde oluşan yaygın pıhtılar nedeniyle fibrinojen hızlı bir şekilde tüketilir ve seviyesi düşer.
-
Genetik bozukluklar: Nadir görülen kalıtsal hastalıklar (afibrinojenemi, hipofibrinojenemi) fibrinojenin hiç üretilememesine veya yetersiz üretilmesine neden olabilir.
-
Fibrinolitik ilaçlar: Pıhtılaşmayı çözen ilaçlar (trombolitikler) fibrinojen seviyesini düşürebilir.
Peki, fibrinojeni ne düşürür? Doktor kontrolünde kullanılan pıhtılaşma önleyici ilaçlar, DİK gibi pıhtılaşma bozuklukları veya karaciğer yetmezliği gibi hastalıklar fibrinojeni düşürebilir. Sağlıklı bir bireyde, genellikle ilaç veya yaşam tarzı değişiklikleri ile doğrudan fibrinojeni düşürme amacı güdülmez, ancak altta yatan hastalığın tedavisi fibrinojen seviyelerini normalleştirebilir.
Fibrinojen Eksikliği ve Testler
Fibrinojen eksikliği neden olur? Fibrinojen eksikliğinin başlıca nedenleri genetik (doğuştan gelen) bozukluklar veya karaciğer yetmezliği, yaygın damar içi pıhtılaşma gibi sonradan oluşan hastalıklardır. Eksiklik, hafifse belirti vermeyebilirken, ciddi vakalarda kolay morarma, burun kanamaları veya ameliyat sonrası durdurulamayan kanamalar gibi belirtilerle kendini gösterebilir.
Fibrinojen eksikliğinde hangi testler uzar? Fibrinojen eksikliği veya yetersizliği durumunda, kanın pıhtılaşma süresini ölçen testlerde (PT ve aPTT) uzama görülebilir. Spesifik olarak fibrinojen testi ile de kandaki fibrinojen miktarı doğrudan ölçülerek tanı konur.