İstanbul’un Anadolu Yakası’nda, Beykoz ilçesi sınırlarında yer alan Yuşa Tepesi, yüzyıllardır kutsal kabul edilen yapısıyla dikkat çekiyor. Boğaz’a hakim yüksek konumu, Hz. Yuşa Peygamber’e atfedilen türbesi ve Osmanlı döneminden günümüze ulaşan anlatılarıyla Yuşa Tepesi, hem ibadet etmek hem de sakin bir ortamda vakit geçirmek isteyenlerin sıkça ziyaret ettiği noktalar arasında bulunuyor. Doğayla iç içe yapısı, sessizliği ve manzarasıyla öne çıkan tepe, İstanbul’un kalabalığından uzaklaşmak isteyenler için de ayrı bir durak sunuyor.

YUŞA TEPESİNİN ÖNEMİ NEDİR?
Yuşa Tepesi, İstanbul’un en yüksek noktalarından biri olarak biliniyor. Çamlıca Tepesi’nden sonra kentin en yüksek ikinci tepesi olan bu alan, tarih boyunca kutsal kabul edildi. Antik çağlarda farklı inançlara ev sahipliği yapan tepe, Bizans döneminde dini yapılarla anıldı. Osmanlı döneminde ise Hz. Yuşa Peygamber’e ait olduğu rivayet edilen mezarın burada bulunmasıyla birlikte İslam dünyası açısından da önemli bir ziyaret merkezi haline geldi.

Rivayetlere göre Kanuni Sultan Süleyman’ın süt kardeşi olan Şeyh Yahya Efendi, Hz. Yuşa Peygamber’in kabrinin bulunduğu yerle ilgili sürecin merkezinde yer alıyor.
Sultan Süleyman’ın tahta çıkmasının ardından, Şeyh Yahya Efendi için biri Beşiktaş’ta, diğeri Anadolu Kavağı’nda olmak üzere iki dergah yaptırıldığı biliniyor. Bu dönemde Şeyh Yahya Efendi’nin gördüğü rüyalar, Yuşa Tepesi’ne dair anlatıların temelini oluşturuyor.
Anlatılara göre Şeyh Yahya Efendi, bir gece rüyasında kendisine seslenen birini görür. Bu kişinin rüyasında, “Ben Yûşa Peygamberim, beni ziyaret et. Ben şu tepede yatıyorum, gel ve beni bul.” dediği aktarılır. Şeyh Yahya Efendi bu rüyayı ilk etapta dikkate almaz ve rüyasında işaret edilen tepeye gitmez. Ancak ertesi gece aynı kişinin yeniden rüyasına girdiği ve bu kez “Gelmedin, yarın gel ve beni bul.” dediği ifade edilir.
Bu gelişmenin ardından Şeyh Yahya Efendi, Hz. Yuşa Peygamber’in mezarının yeriyle ilgili araştırmalar yapar ve mezarın Filistin’de bulunduğuna dair bilgilere ulaşır. Bu nedenle rüyada işaret edilen tepeye gitmemeyi tercih eder. Ancak rivayetlere göre aynı kişi üçüncü kez rüyasına girer ve bu kez daha sert bir şekilde uyarıda bulunur. Bunun üzerine Şeyh Yahya Efendi, gündüz vakti rüyasında gördüğü alana gitmeye karar verir.
Bölgede karşılaştığı bir çobanla konuşan Şeyh Yahya Efendi, çobana ne kadar süredir burada hayvan otlattığını sorar. Çoban, yaklaşık on yıldır bu bölgede bulunduğunu belirtir. Bunun üzerine Şeyh Yahya Efendi, bu süre içinde dikkat çeken bir durumla karşılaşıp karşılaşmadığını sorar. Çobanın, hayvanların basmadığı yemyeşil bir alanı göstererek, “Hayvanlarımı buraya ne zaman getirsem orada ki yeşil alana hiç basmadılar. Her zaman etrafından geçip otlandılar. Ne oradaki otları yerler ne de oranın üstüne basarlar.” dediği aktarılır.
Bu anlatının ardından Şeyh Yahya Efendi’nin söz konusu alanın Hz. Yuşa Peygamber’e ait mezar olduğunu düşündüğü ve durumu Kanuni Sultan Süleyman’a bildirdiği ifade edilir. Rivayetlere göre bu bilginin ardından Sultan Süleyman’ın talimatıyla tepeye bir türbe yaptırılır. O günden sonra Şeyh Yahya Efendi, Hz. Yuşa Türbesi’nin yerini tespit eden kişi olarak anılmaktadır.
HZ. YUŞA KİMDİR?
Hz. Yuşa Peygamber’in, Hz. Musa’nın yardımcısı ve yol arkadaşı olduğu kabul ediliyor. Kuran-ı Kerim’de adı açıkça geçmese de Kehf Suresi’nde anlatılan Hz. Musa ile yapılan yolculukta sözü edilen “genç” kişinin Hz. Yuşa olduğu yönünde yaygın bir görüş bulunuyor. Rivayetlere göre Hz. Yuşa, Hz. Musa’dan sonra İsrailoğulları’nın liderliğini üstlendi ve uzun yıllar boyunca tebliğ görevini sürdürdü. Vefatının ardından mezarının Yuşa Tepesi’nde bulunduğuna inanılıyor.
HZ. YUŞA'NIN HAYATI VE MUCİZELERİ
Kaynaklarda yer alan rivayetlere göre Hz. Yuşa, peygamberlik görevi boyunca çeşitli mucizelerle anılıyor. Bu mucizeler arasında en çok bilinenlerden biri Ürdün Nehri’nin yarılması olayıdır. Kenan topraklarını fethetmek üzere ordusuyla birlikte Ürdün Nehri’ne gelen Hz. Yuşa’nın, askerlerinin karşıya geçebilmesi için Allah’a dua ettiği ve nehrin ikiye ayrıldığı aktarılıyor. Bu sayede ordunun nehri aşarak yoluna devam ettiği rivayet ediliyor.
Hz. Yuşa’ya atfedilen bir diğer mucize ise melekler tarafından desteklenmiş olmasıdır. Rivayetlere göre Hz. Yuşa, savaşlar sırasında meleklerle konuşmuş ve ordusunun ilahi destekle güçlendirildiğine inanılmıştır. Bu anlatılar, Hz. Yuşa’nın inanç dünyasında önemli bir yere sahip olmasına neden olan unsurlar arasında yer alıyor.
Hz. Yuşa’nın hayatına dair anlatılan bir başka olay ise Kudüs’ün fethi sırasında yaşandığı belirtilen hadisedir. Rivayetlere göre Kudüs kuşatması cuma günü akşam saatlerine denk geldi. Güneş batmak üzereyken Hz. Yuşa’nın Allah’a dua ederek güneşin bir süre daha batmamasını istediği, bu duanın kabul edildiği ve gündüzün uzatıldığı aktarılıyor. Fetih tamamlandıktan sonra güneşin battığına inanılıyor. Bu olay da Hz. Yuşa’nın mucizeleri arasında anlatılıyor.

HZ. YUŞA TÜRBESİNDEKİ MEZAR NEDEN 17 METRE?
Hz. Yuşa Türbesi, Yuşa Tepesi’nin zirvesinde yer alıyor. Türbede bulunan mezar, yaklaşık 17 metre uzunluğunda olmasıyla dikkat çekiyor. Bu uzunluğun, Hz. Yuşa Peygamber’in boyuyla ilgili olmadığı, mezarın tam olarak hangi noktada bulunduğunun kesin olarak bilinmemesi nedeniyle böyle düzenlendiği ifade ediliyor. Rivayetlere göre Hz. Yuşa’nın naaşının bu alan içerisinde yer aldığı kabul ediliyor ve bu nedenle 17 metrelik bölüm koruma altına alınmış durumda.
İNSANLAR NEDEN BU TÜRBEYE GİDİYOR?
Yuşa Tepesi’ndeki türbe, dua etmek, ibadet etmek ve manevi huzur arayışıyla ziyaret ediliyor. Ziyaretçiler türbe çevresinde dua ediyor, camide namaz kılıyor ve sessiz ortamda vakit geçiriyor. Özellikle cuma günleri, kandil geceleri ve Ramazan ayında yoğunluk yaşanıyor. Boğaz manzarası ve doğal çevre, ziyaretin sadece dini değil, aynı zamanda sakinleştirici bir deneyim sunmasına da katkı sağlıyor.

OSMANLIDAN GÜNÜMÜZE MANEVİ MİRAS
Osmanlı döneminde türbe ve çevresi düzenlenerek ibadet alanı haline getirildi. 1755 yılında Yuşa Camii inşa edildi. Zamanla zarar gören cami, 1863 yılında Sultan Abdülaziz döneminde onarılarak bugünkü halini aldı. Günümüzde cami ve türbe, Beykoz Müftülüğü’nün çalışmalarıyla ziyaretçilere açık durumda bulunuyor.
1990’lı yıllardan itibaren Yuşa Tepesi’ne olan ilgi yeniden arttı. Beykoz Müftülüğü öncülüğünde yürütülen çalışmalarla bölge yalnızca türbe ve cami alanı olmaktan çıkarıldı. Yapılan düzenlemelerle imam ve görevli lojmanları inşa edildi, kültür evi ve kütüphane hizmete açıldı. Ayrıca yemekhane, şadırvan ve çevre düzenlemeleriyle alan daha kullanışlı bir yapıya kavuşturuldu.
RAMAZAN VE DİNİ GÜNLERDE YOĞUN ZİYARET
Hazreti Yuşa Camii ve Türbesi, özellikle Ramazan ayında, Kadir Gecesi’nde ve kandil günlerinde yoğun ziyaretçi ağırlıyor. Bu dönemlerde binlerce kişi Yuşa Tepesi’ne gelerek dua ediyor ve ibadetlerini gerçekleştiriyor. Yılın diğer zamanlarında ise tepe daha sakin bir ziyaret imkanı sunuyor.

YUŞA TEPESİ'NE ULAŞIM NASIL SAĞLANIR?
Yuşa Tepesi’ne ulaşımda özel araç sıkça tercih ediliyor. Üsküdar’dan Beykoz ve Anadolu Kavağı yönüne ilerleyen ziyaretçiler, Yoros Kalesi’ni geçtikten sonra Yuşa Tepesi tabelalarını takip ederek tepeye ulaşıyor. Tepede sınırlı sayıda araç park alanı bulunuyor.
Toplu taşıma ile gitmek isteyenler önce Beykoz Merkez’e ulaşıyor. Üsküdar’dan 15BK ve 15F gibi İETT otobüsleriyle Beykoz’a geçilebiliyor. Beykoz Merkez’den Anadolu Feneri yönüne giden minibüslerle yaklaşık 20–25 dakikalık yolculuk sonrası “Yuşa Tepesi” durağında iniliyor. Yuşa Tepesi, Anadolu Kavağı vapur iskelesine ise yaklaşık 4 kilometre mesafede bulunuyor.

YUŞA TEPESİ ZİYARETİ İÇİN TAVSİYELER
Yuşa Tepesi, sakin atmosferi, Boğaz’a hakim manzarası ve manevi yapısıyla öne çıkan ziyaret noktaları arasında yer alıyor. Ziyaretinizin daha kaliteli geçmesi için sizlere birkaç önerimiz var.
-
Ziyaret saatini iyi seçin: Sabah erken saatler, hem kalabalığın az olması hem de ortamın sessizliği açısından daha uygun oluyor. Ramazan ayı, cuma günleri ve kandil gecelerinde ziyaretçi yoğunluğu artabiliyor.
-
Hava şartlarına göre giyinin: Tepe açık bir alanda bulunduğu için rüzgar etkili olabiliyor. İlkbahar ve sonbahar aylarında ince bir mont ya da şal bulundurmak fayda sağlayabilir. Yaz aylarında ise güneşten korunmak için şapka ve su almanızı tavsiye ediyoruz.
-
Mekan kurallarına özen gösterin: Türbe ve cami çevresinde yüksek sesle konuşmaktan kaçınılması, ibadet eden ziyaretçilere saygı gösterilmesi bekleniyor. Telefonla uzun süreli konuşmalar yapılmaması tercih ediliyor.
-
Fotoğraf çekerken hassas olun: Türbe çevresinde fotoğraf çekimine izin verilse de ibadet alanlarında dikkatli davranılması gerekiyor. Manzara fotoğrafları için Boğaz’a bakan bölümler tercih edilebilir.
-
İhtiyaçlarınızı önceden hazırlayın: Bölgede sınırlı sayıda büfe bulunması nedeniyle su ve küçük atıştırmalıkların yanınızda olması ziyaret süresini daha rahat hale getirecektir.
-
Ulaşım ve park durumunu planlayın: Özel araçla gelenler için park alanı kısıtlı olduğundan erken saatlerde gitmek avantaj sağlayacaktır.



