Fatih Sultan Mehmet’in hocası, İstanbul’un fethine manevi önderliğiyle damga vuran büyük alim Akşemsettin, yalnızca bir sufi değil; aynı zamanda dönemin önemli tıp ve bilim insanlarından biriydi. İşte Osmanlı tarihine yön veren bu derin şahsiyetin hayatı…

Fatih’in Hocası, İlim ve Hikmet Rehberi

Asıl adı Şemseddin Muhammed bin Hamza olan Akşemsettin, 1389 yılında Şam’da doğdu. Soyu, Hazreti Ebubekir’e dayanan büyük alim, küçük yaşta ailesiyle birlikte Anadolu’ya göç etti. Eğitimini Amasya ve Halep’te tamamladıktan sonra tasavvuf yoluna girdi. Hacı Bayram-ı Veli’nin talebesi oldu ve onun vefatından sonra Bayramiyye tarikatının önemli bir kolunu temsil etti.

Madımak Olayı: 2 Temmuz 1993’te ne oldu?
Madımak Olayı: 2 Temmuz 1993’te ne oldu?
İçeriği Görüntüle

İstanbul’un Fethinde Manevi Rol

Fatih Sultan Mehmet, Akşemsettin’in ilmine ve öngörüsüne büyük değer veriyordu. İstanbul’un fethinden önce ve kuşatma sırasında Akşemsettin, orduya manevi destek ve moral kaynağı oldu.
Fetih gerçekleşmeden önce Fatih’in tereddüde düştüğü anlarda, ona “Zafer yakındır, korkma” diyerek moral verdiği rivayet edilir.

Ayrıca, Eyüp Sultan Hazretleri’nin (Ebu Eyyub el-Ensari) mezarını keşfeden kişi olarak da bilinir. Bu keşif, Osmanlı için hem manevi hem de siyasi anlamda çok büyük bir adımdı.

Tıp ve Bilimle Uğraştı

Sadece dini ilimlerde değil, tıpta da uzman olan Akşemsettin, mikropların varlığını modern bilimden çok önce dile getirmiştir.
Makalelerinde, hastalıkların bulaşıcı olduğunu ve gözle görülmeyen canlılar tarafından taşındığını açıklamıştır. Bu yönüyle, “mikrobiyolojinin öncüsü” olarak da kabul edilir.

Vefatı ve Mirası

Fetih sonrası Fatih Sultan Mehmet, hocası Akşemsettin’i İstanbul’da kalmaya ikna etmeye çalışsa da o, gözlerden uzak bir hayatı tercih etti. Göynük (Bolu) kasabasına çekilen Akşemsettin, burada 1459 yılında vefat etti. Türbesi hâlen Göynük’te ziyaret edilmektedir.