Irak’ın çok etnisiteli vilayetlerinden Kerkük’te, 7.000 sözleşmeli kamu personeli pozisyonu bir yılı aşkın süredir açıklanmıyor. Resmî gerekçe olarak teknik sorunlar ve “denge politikası” gösterilse de, sahadaki gerçeklik Türkmen toplumu için çok daha derin: Kerkük Türkmenleri, siyasi uzlaşmazlıklar nedeniyle bir kez daha anayasal haklarının ertelendiğini düşünüyor.
Türkmenler hakça temsil istiyor, kota değil ayrımcılık görüyor
Türkmen temsilciler, atamalarda etnik kota uygulamasının çoğu zaman “nüfusa dayalı adalet” yerine “siyasi pay kapma yarışına” dönüştüğünü savunuyor. Kerkük İl Meclisi’ndeki Türkmen üyeler, nüfusa orantılı atama ve şeffaf işe alım süreçleri talep ediyor. Ancak Arap ve Kürt temsilcilerle yaşanan anlaşmazlıklar, bu sürecin kitlenmesine yol açmış durumda.
Geciken adalet, genç Türkmenler arasında hayal kırıklığına yol açıyor
Kerkük’te işsizlik oranının yüksek olması, özellikle üniversite mezunu gençler arasında büyük bir beklenti doğurmuştu. Türkmen gençleri, yıllardır eğitimle elde ettikleri birikimin karşılığını almak istiyor. Ancak atamaların bir yıldır ertelenmesi, topluluk içinde “sistematik dışlanma” algısını güçlendiriyor.
Kerkük sadece bir vilayet değil, Türkmen kimliğinin kalbidir
Kerkük, yüzyıllardır Türk varlığının kültürel, demografik ve siyasi merkezi olarak görülüyor. Irak Türkmenleri, bu şehirde sadece nüfusla değil, tarihsel aidiyetle de varlık gösteriyor. Bu nedenle kamu kaynaklarının dağıtımında hakça temsil, sadece sosyal adalet meselesi değil, kimlik ve varoluş meselesi olarak görülüyor.
Türkmen toplumu, çözüm için güçlü diplomasi ve hukuk çağrısı yapıyor
Türkmen siyasi aktörler, sürecin adil şekilde sonuçlandırılması için hem Bağdat merkezi yönetimine hem de uluslararası kuruluşlara çağrıda bulunuyor. Atamaların yalnızca etnik gruplar arası paylaşımla değil, liyakat ve eşitlik temelinde yapılması gerektiği ifade ediliyor.
Kerkük’te açıklanmayan 7.000 kamu pozisyonu, teknik bir sorun olmanın çok ötesine geçmiş durumda. Türkmenler için bu süreç, devlet nezdinde görünürlük, fırsat eşitliği ve anayasal haklar açısından bir sınav niteliğinde. Kerkük’ün adil temsili, sadece Irak iç siyaseti için değil, Türk dünyasının tarihsel sorumluluğu açısından da göz ardı edilemez bir konudur.
