2015’te BM Genel Kurulu için New York’a yaptığı ziyaretten bu yana ABD’ye adım atmayan Putin, bu kez Alaska’ya giderek Amerikan topraklarına ayak basan ilk Rus lider olacak.
Alaska’nın hikâyesi, iki ülke arasındaki ilişkiler kadar ilginç. 1732’de Rus kaşifler Mihail Gvozdev ve İvan Fedorov tarafından keşfedilen bölge, yıllarca kürk ticaretiyle Rusya’ya gelir sağladı. Ancak Kırım Savaşı sonrası uzak ve stratejik açıdan hassas bölgenin yönetim maliyetinin getiriden fazla olduğu anlaşıldı. 1857’de satılması fikri ortaya atıldı ve 30 Mart 1867’de Çar 2. Aleksandr’ın onayıyla Alaska, 7 milyon 200 bin dolar karşılığında ABD’ye devredildi. Bugünkü değeriyle 150 milyon doları aşan bu anlaşma, başlangıçta “Seward’ın çılgınlığı” olarak eleştirilse de altın, petrol, doğalgaz ve balıkçılık potansiyeli ortaya çıkınca “ABD’nin en kârlı toprak alımı” yorumuna dönüştü.
YAKIN MESAFEYE RAĞMEN 21 SAAT FARK VAR
Alaska ile Rusya arasındaki mesafe, Bering Boğazı üzerinden yalnızca 86 kilometre. İki ülkenin Büyük Diomede (Rusya) ve Küçük Diomede (ABD) adaları arasındaki 3,8 kilometrelik sınırın tam ortasından “Uluslararası Tarih Değiştirme Çizgisi” geçiyor. Bu nedenle 15 Ağustos 2025’te ABD’de yapılacak Putin-Trump zirvesi sırasında, sınırın hemen ötesindeki Rusya’da takvimler 16 Ağustos’u gösterecek. Yalnızca birkaç kilometrelik mesafeye rağmen iki ülke arasında tam 21 saatlik zaman farkı bulunuyor.
