Türkiye’nin savunma sanayiindeki dönüşümünün öncü kurumlarından ROKETSAN, geleceğin savaş teknolojilerine odaklanıyor. 5. Askeri Radar ve Sınır Güvenliği Zirvesi’nde konuşan ROKETSAN Genel Müdürü Murat İkinci, Türkiye’nin son 20 yılda savunma alanında kat ettiği mesafenin, ülkeyi “kendi sistemlerini geliştiren bir savunma gücü” konumuna taşıdığını vurguladı.
İkinci, “Bugün Türk savunma sanayii, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyaç duyduğu neredeyse tüm platform ve sistemleri geliştirebilecek noktada. Bu kabiliyet, yalnızca Türkiye’nin güvenliği açısından değil, dost ve kardeş ülkeler açısından da stratejik bir değer taşıyor.” ifadelerini kullandı.
ÇELİK KUBBE'DE YENİ DÖNEM
ROKETSAN’ın ASELSAN, TÜBİTAK SAGE ve Makine Kimya Endüstrisi Kurumu ile birlikte yürüttüğü Çelik Kubbe Projesi, Türkiye’nin hava sahasını kara, deniz ve hava unsurlarıyla entegre şekilde koruyacak bir savunma ağı olarak tanımlanıyor.
İkinci, projenin radar, sensör, elektrooptik sistemler ve füze platformlarını kapsadığını belirterek, “Çelik Kubbe sadece karayı değil, denizi ve hava sahasını aynı anda kontrol altına alabilecek komplike bir sistem. Bu, dünyada çok az ülkenin başarabileceği bir düzey.” dedi.
YAPAY ZEKA İLE HIZIN ÖTESİNDE KARAR
Geleceğin savaş ortamında karar alma sürecinin hızının kritik hale geldiğini belirten İkinci, yapay zeka destekli komuta kontrol sistemlerinin artık bir tercih değil, zorunluluk olduğuna dikkat çekti: “Çelik Kubbe’nin komuta kontrol altyapısında hedef önceliklendirmesi, tanıma, angajman ve maliyet etkin füze seçimi artık saniyeler içinde yapay zeka tarafından gerçekleştirilecek. İnsan müdahalesinin yetişemediği hızlarda bu sistemler devreye girecek.”
Yapılan açıklamalar, Türkiye’nin komuta kontrol altyapısında ciddi bir dönüşümün başladığını gösteriyor. Artık yalnızca donanım değil, karar süreçleri de dijitalleşiyor.
HİPERSONİK UFUK: TAYFUN BLOK 4
ROKETSAN’ın bir diğer öncelikli alanı ise hipersonik füze teknolojileri. İkinci, gelecekte 5 Mach üzeri hızlarda hareket eden tehditlerin belirleyici olacağını belirterek, “Bizim de en fazla yatırım yaptığımız alanlardan biri hipersonik sistemler. Bu alanda Türkiye’yi ileriye taşıyacak çözümler geliştiriyoruz.” dedi.
İkinci, IDEF’te tanıtılan TAYFUN Blok 4 füzesinin bu vizyonun somut örneği olduğunu vurguladı: “TAYFUN ailesi, Kara Kuvvetleri’nin uzun menzilli ihtiyaçlarını milli imkânlarla karşılayacak. Blok 4 versiyonu ise hipersonik kabiliyetiyle Türkiye’nin caydırıcılığını yeni bir seviyeye taşıyacak.”
Murat İkinci’nin açıklamaları, Türkiye’nin artık savunma teknolojilerinde “takip eden” değil, öncü ve yön veren bir konuma geçtiğini ortaya koyuyor. Yapay zekadan hipersonik sistemlere kadar uzanan bu yeni dönem, yalnızca savunma kapasitesini değil, teknolojik bağımsızlık vizyonunu da güçlendiriyor.
