Türkiye’nin Unutulmuş Sanat Dehası: Sabiha Rüştü Bozcalı’nın Fırtınalı Hayatı ve Sanat Dünyasına Katkıları
Sanat tarihinde, pek çok yetenekli isim hak ettiği değeri görmeden tarihin tozlu sayfalarına karışıyor. Türkiye’de de böyle isimlerden biri, 
ilk kadın illüstratör olarak bilinen Sabiha Rüştü Bozcalı. Osmanlı aristokrasisinden gelen kökeni, aldığı köklü sanat eğitimi ve 
modern Türk sanatına yaptığı katkılar ile Bozcalı, sadece Türkiye’nin değil, aynı zamanda dünya sanat tarihinin de göz ardı edilmiş bir figürü. 
Gazete ressamlığı, illüstrasyon çalışmaları, portreleri ve sanayi temalı eserleriyle tanınan Bozcalı’nın yaşamı, aynı zamanda bir sanatçının toplumsal cinsiyet engellerini aşma mücadelesinin de bir yansıması.
Peki, Sabiha Rüştü Bozcalı kimdi? 
Nasıl Türkiye’nin ilk kadın illüstratörü oldu? Hangi eserleriyle sanat dünyasında iz bıraktı? 
Unutulmuş dehasının arkasında yatan hikâye neydi? İşte 
Sabiha Rüştü Bozcalı’nın sanat dolu hayatı ve eserleri...
Osmanlı Aristokrasisinden Gelen Bir Sanat Aşkı
Sabiha Rüştü Bozcalı, Osmanlı İmparatorluğu’nun önde gelen ailelerinden birine mensuptu. 
Babası Bahriye Nazırı Amiral Rüştü Paşa, annesi ise Dahiliye Nazırı Memduh Paşa’nın kızı olan Handan Hanım’dı. Bu köklü aile geçmişi, ona 
sanata yatkın bir çevrede büyüme imkânı sundu.
Sanatla henüz 
beş yaşında tanışan Bozcalı, annesinin teşvikiyle ilk resim derslerini Osmanlı’nın ünlü ressamlarından biri olan 
Ali Sami Boyar’dan aldı. Küçük yaşlardan itibaren 
gözlem gücü ve yeteneğiyle fark edilen Bozcalı, ailesinin de desteğiyle 
Avrupa’da sanat eğitimi almaya başladı.
Almanya ve Fransa’da Aldığı Sanat Eğitimi
Bozcalı’nın yeteneği, sadece Türkiye ile sınırlı kalmadı. 
1918-1920 yılları arasında Berlin’de ünlü ressam Lovis Corinth’ten sanat eğitimi aldı. Corinth, özellikle 
empresyonist ve dışavurumcu eserleriyle tanınan bir sanatçıydı ve bu eğitim Bozcalı’nın sanat anlayışına derin bir etki bıraktı.
1921-1924 yılları arasında 
Münih’te Moritz Heymann ve Karl Caspar ile çalıştı. Bu dönemde 
sanatın akademik yönüyle daha fazla iç içe oldu ve özellikle portre çalışmalarına ağırlık verdi.
Sanat yolculuğu burada bitmedi. 
1930-1933 yılları arasında Paris’te Neo-Empresyonist ressam Paul Signac ile çalışarak ışık, renk ve detay anlayışını daha da geliştirdi. Signac, ona 
"resim sanatının gerektirdiği hassasiyete sahip ve kendini tamamen sanatın zorlu çalışmasına adamış bir sanatçı" olarak nitelendiriyordu.
Bu yıllarda yaptığı 
manzara ve natürmort çalışmaları oldukça dikkat çekti ancak onu en çok üne kavuşturan şey 
portre sanatındaki ustalığı oldu.
Türkiye’ye Dönüş ve İlk Kadın Sanatçı Olarak Seçildiği Yurt Gezileri
Sabiha Rüştü Bozcalı, 1939 yılında 
Cumhuriyet Halk Fırkası ve Halkevleri tarafından düzenlenen “Yurt Gezileri” programına davet edilen on sanatçıdan biri oldu. Bu geziye katılan 
ilk kadın sanatçı olması, onun sanat kariyerinde önemli bir dönüm noktasıydı.
Bu geziler kapsamında 
Zonguldak’a gönderilen Bozcalı, burada özellikle 
sanayi ve endüstri temalı eserler üretti. Türkiye’nin 
modernleşme sürecini belgelemek amacıyla fabrikalar ve işçi hayatını resmetti. Ne yazık ki, Bozcalı’nın 
sanayi konulu birçok resmi bugün kayıp. Ancak dönemin sergi listelerinde isimleri geçtiği için 
bu eserlerin var olduğu kesin olarak biliniyor.
Reklamcılık ve Yayıncılıkta Yeni Bir Dönem
1946’da, Türkiye’de yayıncılık ve reklamcılığın gelişmeye başladığı bir dönemde, Bozcalı’nın sanat anlayışı farklı bir yöne evrildi. 
TEKEL ve Yapı Kredi Bankası gibi büyük kurumlar için illüstrasyonlar yaparak görsel anlatım diline katkıda bulundu.
Bu çalışmalar, 
illüstrasyonun sadece kitap ve dergi sayfalarında değil, aynı zamanda reklamcılıkta da önemli bir araç haline gelmesini sağladı.
Giorgio de Chirico ile Çalışma ve Gazete Ressamlığı
Sabiha Rüştü Bozcalı, 1947-1949 yılları arasında 
İtalya’nın ünlü metafizik ressamlarından Giorgio de Chirico ile çalışma fırsatı yakaladı. De Chirico’nun 
gerçeküstü kompozisyonları ve perspektif anlayışı, Bozcalı’nın çizimlerinde de kendini gösterdi.
1953’ten itibaren ise 
gazete ressamlığına yöneldi. 
Milliyet, Yeni Sabah, Hergün, Havadis, Cumhuriyet ve Tercüman gibi gazetelerde çalışarak dönemin önemli olaylarını çizimleriyle belgeledi.
Bu alanda yaptığı çalışmalar, özellikle 
siyasi olayları ve toplumsal dinamikleri aktaran güçlü illüstrasyonlarıyla dikkat çekti.
İstanbul Ansiklopedisi ve Efsanevi Çizimler
Reşad Ekrem Koçu’nun hazırladığı 
İstanbul Ansiklopedisi’nde de önemli bir rol üstlenen Bozcalı, ansiklopedinin 
en önemli görsel katkı sağlayan sanatçılarından biri oldu. İstanbul’un 
tarihi dokusunu, mimarisini ve günlük yaşamını anlatan illüstrasyonları, ansiklopediyi 
sadece bir bilgi kaynağı değil, aynı zamanda görsel bir sanat eseri haline getirdi.
Bu süreçte, 
Osmanlı padişahları, Anadolu evliyaları ve Yunus Emre gibi önemli figürlerin yer aldığı kitapları resimleyerek sanatını edebiyatla birleştirdi.
Sergiler, Son Yılları ve Unutuluş
Hayatının büyük bir kısmını sanat eğitimine ve üretmeye adayan Sabiha Rüştü Bozcalı, 95 yıl süren uzun yaşamında 
Türk sanatına büyük katkılar sundu. Ancak 
zamanla unutulmaya yüz tuttu ve çalışmaları geniş kitleler tarafından bilinmez hale geldi.
1998 yılında hayatını kaybeden Bozcalı’nın eserleri, 
2016 yılında SALT Galata’da düzenlenen bir sergi ile yeniden sanat dünyasının gündemine geldi. Burada, onun 
portreleri, İstanbul tasvirleri ve Anadolu resimleri sergilendi.
Sabiha Rüştü Bozcalı’nın Sanata Katkıları ve Mirası
- Türkiye’nin ilk kadın illüstratörü olarak sanat tarihinde önemli bir figür oldu.
- Sanayi temalı eserleriyle modernleşme sürecini resmetti.
- Türkiye’de yayıncılık ve reklamcılığın görsel anlatımına büyük katkı sağladı.
- Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçiş sürecindeki toplumsal dinamikleri sanatına yansıttı.
- Giorgio de Chirico ve Paul Signac gibi büyük isimlerle çalışarak uluslararası sanat dünyasında yer aldı.
Sabiha Rüştü Bozcalı, sadece resimleriyle değil, 
sanatta kadınların önünü açan cesur adımlarıyla da unutulmaması gereken bir sanatçıdır. Onun eserleri, 
Türk sanat tarihinin en kıymetli hazinelerinden biri olarak korunmalı ve gelecek nesillere aktarılmalıdır.