Ekrem İmamoğlu'nun diploma iptaline karşı açtığı davanın tarihi belli oldu
Ekrem İmamoğlu'nun diploma iptaline karşı açtığı davanın tarihi belli oldu
İçeriği Görüntüle

Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, Adıyaman programı kapsamında basın mensuplarıyla bir araya gelerek gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Ağıralioğlu, TBMM tutanaklarında Kürtçe ifadelerin "bilinmeyen dil" olarak kaydedilmesine tepki gösterirken, ana dilde eğitim ve resmi dil tartışmalarına ilişkin partisinin görüşlerini açıkladı.

"İMPARATORLUK DEĞİLİZ BİZ"

Resmi dil taleplerine ve devletin üniter yapısına değinen Yavuz Ağıralioğlu, bu durumun ayrışmaya yol açabileceğini belirtti. Ağıralioğlu şu ifadeleri kullandı:

"Resmi dil talebi memleketi böler. Üniter devletlerde resmi dil tektir. İmparatorluklarda olabilir. İmparatorluk değiliz biz. İmparatorluk çağında da değiliz. Mesela Çerkezlerin de bir dili vardır, Gürcülerin de bir dili vardır, Arnavutların da vardır."

"BİR 40 BİN EVLADIMIZI ÖLDÜRMENİZ LAZIM MI DİYECEĞİZ?"

Dil konusunun terör örgütü propagandasıyla ilişkilendirilmesinin yanlış sonuçlar doğuracağını savunan Ağıralioğlu, konuya ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:

"Şimdi mesela dil talebini böyle PKK ile muhataplıkla söke söke aldık falan propagandasına konu yaparsanız, yarın mesela olmaz da, Çerkezler de hassasiyet gösterip dil istiyorlar. 'Bizim de resmi dilimiz, ana dilimiz, bizimki de korunmalıdır' diyecek Anadolu’da unsur vardır. Onlara ne diyeceğiz mesela? 'Öyle hemen veremiyoruz. Bir 40 bin evladımızı öldürmeniz lazım. Sonra sizi yakalayacağız, bir adaya göndereceğiz, terörist kurucunuzu. Ondan sonra müzakere edeceğiz. Sonra veriyoruz. Hemen veremiyoruz. Bir 40 yılda falan veriyoruz' falan mı diyeceğiz yani. Bu böyle bir saçmalık olamaz."

"BİLİNMEYEN DİL NE DEMEK YANİ KÜRTÇE KARDEŞİM"

TBMM tutanaklarında Kürtçe konuşmaların "bilinmeyen dil" olarak geçirilmesini sert bir dille eleştiren Ağıralioğlu, bu tutumun rencide edici olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:

"Ha. 'Bilinmeyen dil' denmez. Bizim milletimizin dilidir, Kürtlerin dilidir. Bilinmeyen dil ne demek yani? Kürtçe kardeşim, ne bilinmeyen dili? Kürtçe yani. Bilinmeyen dil ne demek?"

"ÜNİVERSİTE BİLE AÇARSINIZ ÖĞRETİN BUYURUN SERBEST"

Ana dilde eğitimin özel teşebbüsler aracılığıyla yapılabileceğini ancak resmi dil statüsünün kabul edilemeyeceğini belirten Ağıralioğlu, sözlerine şöyle devam etti:

"Üniversite bile açarsınız. Anaokulundan üniversiteye kadar müfredatını planlayın, kaynaklarını oluşturun, ilkokuldan başlayın, okutun, geliştirin. Üniversite denkliği Türkçe yaparsın, problem yok. Öğretin buyrun serbest. Ama resmi dil anayasaya girdi mi, resmi dil okullara girdi mi, böldün. Çocuklara diyor ki, 'Kürtlerin sınıfı, Türklerin sınıfı, Kürtlerin okulu, Kürtlerin takımı, Türklerin takımı'. Bölünür memleket, yıkılır memleket. O yüzden bu resmi, üniter devletlerde böyle bir şey olmaz efendim."

"TERÖRİSTLE MÜZAKERE OLMAMALIDIR"

Terörle mücadele konusundaki duruşlarını net bir şekilde ifade eden Ağıralioğlu, kavramların doğru kullanılması gerektiğine dikkat çekerek şu açıklamalarda bulundu:

"O yüzden biz Kürt deyince terörist demiyoruz, Kürt deyince PKK demiyoruz, Öcalan deyince Kürtler demiyoruz, asla denmesine de müsaade etmiyoruz. PYD deyince Kürtler demiyoruz. Biz terörsüz Türkiye’ye inanıyoruz. Terörsüz Türkiye lazımdır, olmalıdır. Teröristle müzakere olmamalıdır. Terörsüz Türkiye sağlanmalıdır, Kandil'in önüne mikrofon konmamalıdır."

"İNSANLARIN ANADAN DOĞMA HAKLARINI KORUMAK DEVLETİN GÖREVİDİR"

Sürecin meşru zeminlerde ve doğrudan milletle konuşularak yürütülmesi gerektiğinin altını çizen Yavuz Ağıralioğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

"Kendi milletinizi dinleyeceksiniz. Öyle bilinmez dil değil, bilinir dil. Kürtçeyi bilen, ana dili bilenlerle oturup adam gibi konuşacaksınız. Kendi milletiniz sizin bunlar. Makul taleplerini dinleyeceksiniz; PKK’yla değil, Apo’yla değil, İmralı’yla değil, Kandil’le değil; kendi milletinizle, kendi evlatlarınızla konuşacaksınız. İnsanların anadan doğma haklarını korumak, geliştirmek, muhafaza etmek devletin görevidir."

Kaynak: HABER MERKEZİ