Haziran 2025’te Orta Doğu’yu sarsan ve yalnızca 12 gün süren
İsrail-İran savaşı, etkileriyle uzun süre hafızalardan silinmeyecek gibi görünüyor. Ancak bu çatışmanın en dikkat çeken yanı, sadece bir askeri operasyon olmaktan çok öteye geçerek, siber, dijital ve psikolojik boyutlarda da yürütülmesiydi.
Millî İstihbarat Akademisi (MİA) tarafından yayımlanan kapsamlı analiz, Türkiye için hayati önemde dersler içeriyor.
Türkiye için çok yönlü uyarılar: Hava savunma, siber güvenlik ve yerli üretim
“12 Gün Savaşı ve Türkiye İçin Dersler” başlıklı raporda, geleceğin savaş senaryolarında başarıya ulaşmanın yalnızca geleneksel askeri güçle değil,
çok katmanlı hava savunması,
siber operasyonel yetenekler ve
elektronik harp kabiliyetiyle mümkün olabileceği vurgulanıyor. Özellikle
İHA ve SİHA teknolojilerinin entegrasyonu,
hipersonik füzelere karşı korunma sistemleri ve
askeri envanterin hızla modernize edilmesi, Türkiye’nin öncelikli adımları arasında gösteriliyor.
Raporda, Türkiye'nin savunma alanındaki bağımlılık oranını düşürerek
kritik savunma sistemlerini tamamen yerli ve milli imkanlarla üretmesi gerektiği ifade ediliyor. Bu durum, yalnızca ekonomik değil, stratejik anlamda da bağımsızlığın temel unsurlarından biri olarak değerlendiriliyor.
Savaş artık sosyal medyada da kazanılıyor
MİA’nın analizine göre,
sosyal medya, siber saldırılar ve dijital propaganda gibi alanlar da artık savaşın ayrılmaz bir parçası haline geldi. İsrail’in savaş boyunca internet tabanlı uygulamaları etkin biçimde kullanarak hem psikolojik üstünlük sağladığı hem de İran’ın iç iletişim altyapısını çökerttiği belirtiliyor.
İran’ın savaş sırasında WhatsApp gibi uygulamaların silinmesi çağrısında bulunması ve zaman zaman internet erişimini tamamen durdurması,
siber dirençsizliğin bir ülkeyi nasıl savunmasız bırakabileceğinin çarpıcı bir örneği olarak sunuluyor.
Erken uyarı sistemleri ve sivil savunma ağı güçlendirilmeli
Modern savaşlarda yalnızca ordu değil,
sivillerin güvenliği ve eğitimi de kritik bir öneme sahip. MİA raporunda Türkiye için önerilen önlemler arasında
erken uyarı sistemlerinin yaygınlaştırılması,
şehir merkezlerine sığınaklar inşa edilmesi,
acil durum tatbikatlarının artırılması ve
kriz anlarında halkın nasıl davranması gerektiğiyle ilgili ulusal çapta bilgilendirme kampanyaları düzenlenmesi dikkat çekiyor.
İran’ın büyük şehirlerinde bu altyapının eksikliği yüzünden yüzlerce sivilin yaşamını yitirmesi,
Türkiye’nin benzer durumlara karşı hazırlıklı olması gerektiğinin altını çiziyor.
İstihbarat gücü belirleyici olacak
Rapora göre İsrail’in savaşın ilk saatlerinde elde ettiği üstünlüğün ardında
İran içerisinde yıllardır aktif olan istihbari ağların etkisi büyük. İran’ın stratejik tesislerinin, önemli komutanlarının ve bilim insanlarının savaş başlamadan önce etkisiz hale getirilmesi, modern savaşlarda
istihbarat operasyonlarının önleyici gücünü gözler önüne seriyor.
Türkiye nasıl hazırlanmalı?
- Savunma sanayinde tam bağımsızlık,
- Siber savunma altyapısının güçlendirilmesi,
- İHA/SİHA entegrasyonunun yaygınlaştırılması,
- Büyükşehirlerde sivil savunma sistemlerinin kurulması,
- Sosyal medya güvenliği ve dijital farkındalık eğitimleri,
MİA raporu, yalnızca askeri kurumlara değil,
siyasi karar vericilere, kamu kurumlarına ve hatta bireylere kadar uzanan bir stratejik farkındalık çağrısı niteliği taşıyor.