Kırklareli yolunda ilerlerken bir anda her şeyin yavaşladığını hissediyorsunuz. Motorun sesi, yaprakların hışırtısına karışıyor; şehirden kalan ne varsa geride kalıyor. Yolun kıyısında durup etrafımıza baktığımızda ise karşımıza çıkan manzara sadece bir doğa görüntüsü değil, insana iyi gelen bir huzur hali oluyor. Burada zaman acele etmiyor, doğa kendi ritmiyle konuşuyor.
YOL BİZİ HUZURA GÖTÜRDÜ
Kırklareli Dereköy yolunda ilerlerken aslında bir yere değil, bir hisse doğru gittiğimizi fark ettik. Motorlarımızla virajları dönerken, ağaçların arasından süzülen ışık ve toprağın kokusu bize “yavaşla” dedi. Şehrin gürültüsü, telaşı, koşturmacası geride kaldı. Burada zaman başka akıyor.
YAPRAKLARIN ARASINDA KISA BİR MOLA
Uygun bir yerde durup motorlarımızı kenara çektik. Etrafımız sessizlikle çevriliydi ama bu sessizlik boş değildi; yaprak hışırtıları, kuş sesleri ve rüzgarın ağaç dallarına dokunuşu vardı. Biraz yürüdük, fotoğraflar çektik, anın tadını çıkardık. Burası insanın içine işleyen bir yer.
TOPRAĞIN SUNDUĞU MÜTHİŞ SÜRPRİZ: MANTARLAR
Yürüyüş sırasında mantarlara rastladık. Mantar görünce o refleksle toplayıp ceplerimize doldurduk. Doğanın cömertliği bir kez daha kendini gösterdi. Burası bölge halkının da sık sık uğradığı özellikle sonbaharda uğramadan geçilmeyen bir yer. Yol üstü olması da ulaşımı kolaylaştırıyor. Elbette dikkatli olmak şart ama doğanın sunduklarını görmek bile başlı başına keyifli.
“BURAYA GELDİK Mİ İÇİMİZ AÇILIYOR”
Yolda karşılaştığımız yöre insanları da bizim hissettiklerimizi doğrular gibiydi. Süleyman Tozluk şunları söyledi:
“Ne zaman bunalsak buraya geliyoruz”
Eşi Emine Tozluk ekledi:
“Burası insanın içini açıyor, kafasını boşaltıyor. Sanki her gelişimizde biraz daha hafifliyoruz.”
KAFA DİNLEMEK İSTEYENLERİN UĞRAK NOKTASI
Kırklareli Dereköy yolundaki bu orman kalabalıktan uzaklaşmak isteyenler için gizli bir kaçış noktası gibi. Ne büyük planlara ne de uzun programlara ihtiyaç var. Sadece yola çıkmak, durmak ve etrafına bakmak yeterli.
Bizim için bu yol sadece bir rota değil; nefes aldığımız, yavaşladığımız ve kendimizi hatırladığımız bir durak oldu. Yolunuz düşerse mutlaka burada bir mola verin derim.