Aksaray'da otoyolunda feci kaza! 2 askerimiz şehit oldu
Aksaray'da otoyolunda feci kaza! 2 askerimiz şehit oldu
İçeriği Görüntüle

Öğrenilmiş çaresizlik, bireylerin tekrar eden başarısız deneyimlerden sonra gelecekte de aynı şekilde başarısız olacaklarına inanarak çaba göstermekten vazgeçmeleri şeklinde tanımlanıyor. Bu durum, bireyin yeni fırsatlarla karşılaşsa bile pasif kalmasına neden oluyor.

ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİK NEDİR?

Öğrenilmiş çaresizlik, bireylerin sürekli başarısızlıklar sonucunda kendi güçlerini sorgulaması ve gelecekte de başarısız olacaklarına inanmasıyla ortaya çıkan psikolojik bir durumdur. Kişi, başarısızlıklarını genelleyerek her durumda aynı sonucu yaşayacağına inanır ve çabalamaktan vazgeçer. Bu nedenle yeni fırsatlar karşısında girişimde bulunmaz, pasif bir duruş sergiler ve başarısızlığı kader olarak görür.

Genellikle uzun süreli çabalar sonucunda beklenen başarı elde edilemediğinde gelişir. Bu noktada birey, mücadele etmenin anlamsız olduğunu düşünerek kendi yaşamını olumsuz bir bakış açısıyla şekillendirir.

DEPRESYON VE ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİK İLİŞKİSİ

Öğrenilmiş çaresizlik depresyonla doğrudan bağlantılıdır. Kişi, kontrol edemediği olumsuzluklar sonucunda çabalamayı bırakır ve başarısızlığın kaçınılmaz olduğuna inanır. Bu inanç depresyonu tetikler, bireylerin motivasyon kaybına uğramasına ve umutsuzluk duygusuna kapılmasına neden olur.

Sürekli başarısızlık ve çaresizlik hissi, bireylerde hayatın anlamını sorgulama ve karamsar bir düşünce yapısı geliştirme sonucunu doğurur. Bu nedenle öğrenilmiş çaresizlik depresyonu besler, depresyon da öğrenilmiş çaresizliği derinleştirerek bir döngü oluşturur.

ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİK BELİRTİLERİ

Öğrenilmiş çaresizlik yaşayan bireylerde çeşitli psikolojik, duygusal ve fiziksel belirtiler gözlemlenir. Motivasyon kaybı, düşük özgüven, kararsızlık, girişimcilikten kaçınma, kaygı ve depresyon eğilimi başlıca belirtiler arasında yer alır.

Ayrıca sosyal ilişkilerden uzaklaşma, sürekli bahaneler üretme, pasif kalma, daha önce sevilen aktivitelere karşı ilgisizlik, rutin işlerde aksama, düşük performans, uyku ve iştah değişiklikleri de öğrenilmiş çaresizlik belirtileri arasında bulunur.

Fiziksel belirtiler arasında yorgunluk, enerji kaybı, kas gerginliği, bağışıklık sisteminin zayıflaması ve baş ağrısı sayılabilir. Bu kişilerin en belirgin özelliklerinden biri ise sürekli şikâyet ederek umutsuz konuşmalar yapmalarıdır.

SOSYAL HAYATA ETKİLERİ

Öğrenilmiş çaresizlik yaşayan bireyler çevresindeki insanlarla daha az iletişim kurar. Önemli sosyal etkinliklerde fikirlerini paylaşmaktan kaçınır, sürekli yönlendirilme ihtiyacı hisseder veya tamamen yalnızlığı tercih eder. Başkalarına bağımlı hale gelme eğiliminde olabilirler.

Hayatta hiçbir şeyin yolunda gitmeyeceğine dair güçlü bir inanca sahip olan bu kişiler, yaşamın değersiz olduğuna inanabilir. Bu noktada küçük başarılarla özgüven kazanmak, olumsuz düşünce kalıplarını değiştirmek ve destek almak önem taşır.

ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİK NEDENLERİ

Öğrenilmiş çaresizliğin en temel nedeni, geçmişte sürekli başarısızlık yaşayan bireylerin bu durumu genellemesi ve gelecekte de başarısız olacaklarına inanmasıdır. Bunun yanında deprem, ekonomik kriz, aile içi şiddet gibi kontrol edilemeyen olaylar da öğrenilmiş çaresizliği tetikleyebilir.

Otoriter ve baskıcı aile yapıları, aşırı koruyucu ebeveynler, özgüveni zedeleyen olumsuz geri bildirimler, toplumsal baskılar, sınıfsal ve ekonomik eşitsizlikler de önemli nedenler arasında yer alır. Ayrıca cinsiyet ve ırk ayrımcılığı, genetik yatkınlıklar, beyindeki kimyasal dengesizlikler ve travma sonrası stres bozukluğu bu sendromu besleyebilir.

Çocukluk döneminde sürekli cezalandırılan, aşağılanan ve karar alma hakkı elinden alınan bireylerde öğrenilmiş çaresizlik eğilimi daha yüksek görülür. Bu bireyler kendilerini çaresiz ve güçsüz hissederek mücadele etmekten vazgeçebilir.

TOPLUMSAL VE KÜLTÜREL ETKİLER

Toplumsal baskıların yoğun olduğu, bireylerin kendini özgürce ifade edemediği ortamlarda çaresizlik duygusu artış gösterir. Sınıfsal ve ekonomik eşitsizlikler, ayrımcılık ve baskılar, bireylerde çabalasalar dahi yaşamlarının iyileşmeyeceği inancını pekiştirir.

Bu durum, bireylerin sosyal hayattan geri çekilmesine ve kişisel potansiyellerini ortaya koyamamasına neden olur. Toplumsal yapının birey üzerinde yarattığı olumsuz etki, öğrenilmiş çaresizlik sendromunun toplumsal bir sorun olarak görülmesine yol açar.

ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİK TEDAVİSİ

Öğrenilmiş çaresizlik kalıcı bir durum değildir ve tedavi edilebilir. Bireysel ve grup terapileri, kişinin olumsuz düşüncelerini fark etmesine ve değiştirmesine yardımcı olur.

Küçük ve ulaşılabilir hedefler belirlemek, bu hedeflere ulaştıkça başarı duygusunu pekiştirmek tedavi sürecinde önemlidir. Kişinin küçük adımlarla kazandığı özgüven, daha büyük hedeflere yönelmesini sağlar.

Ayrıca yeni beceriler öğrenmek, kişisel gelişim çalışmaları yapmak, eğitim ve deneyimlerle kendini geliştirmek de öğrenilmiş çaresizlikten çıkış yolları arasında yer alır. Bu süreçte uzman desteği almak, bireylerin psikolojik olarak güçlenmelerine yardımcı olur.

Kaynak: Haber Merkezi