Batılı devletler Rusya-Ukrayna Savaşı'nda Ukrayna füzelerine koyduğu menzil sınırlarını kaldırdı.
Almanya Başbakanı Friedrich Merz, Berlin’de katıldığı WDR Avrupa Forumu’nda, bir süredir kısmi olarak kaldırılmaya çalışılan, Batılı ülkelerin Ukrayna’ya sağladığı silahlar üzerindeki menzil kısıtlamalarını tamamen kaldırdığını duyurdu. Karar, Ukrayna’nın Rusya içindeki askeri hedeflere uzun menzilli füzelerle saldırmasına olanak sağlayan tarihi bir hamle olarak değerlendiriliyor. Brexit sonrası Avrupalı devletler ile ekonomi dışında ilişkileri minimuma indiren İngiltere, karşısında Rusya’nın giderek artan tehditleri, içinden çıkılmaz bir hal alan Ukrayna Savaşı ve hala ortak tutum sergileyemeyen Avrupa’yı fark edince yavaş yavaş birliğe geri dönmeye hazırlanıyor.İngiltere, Fransa, ABD ve Almanya’nın ortaklaşa aldığı bu karar, savaşın seyrini değiştirebilecek bir gelişme olarak görülürken, Kremlin’den gelen sert tepki, barışın bir başka bahara kaldığı yankısına neden oldu.
Merz,
"(Bu) Örneğin Rusya’daki askeri mevzilere saldırarak da kendini savunabileceği anlamına geliyor. Bir süre öncesine kadar bunu yapamıyordu. Çok az istisna dışında, bir süre öncesine kadar bunu da yapamıyordu. Şimdi yapabiliyor. Buna jargonda uzun menzilli ateş diyoruz, yani Ukrayna’yı Rusya’nın iç bölgelerindeki askeri hedeflere saldıran silahlarla donatmak."
açıklamalarını yaptı. İstanbul görüşmelerinde alınan esir takası kararları dışında adeta çıkmaza giren Rusya-Ukrayna barış görüşmeleri, bu karar ile daha da çıkmaza girdi. Gözler şimdi 2 Haziran'da gerçekleşmesi beklenen İstanbul görüşmelerinin ikinci turunda olacak. Ancak bu hamlenin Rusya'ya geri adım attırıp attırmayacağı merak konusu.
Kararla birlikte Ukrayna, elindeki silahların tam potansiyelini kullanabilecek. İşte bu silahların menzil kapasiteleri:
- Storm Shadow: 250 km
- Neptune (deniz versiyonu): 280 km
- ATACMS: 300 km
- Neptune (modernize kara versiyonu): 400 km
Bu füzeler, artık Rusya’nın derinliklerindeki lojistik merkezlerini, hava üslerini ve komuta noktalarını vurabilir. Öyle ki Rusya cephede ilerlerken, Ukrayna arka planda Rusya’nın içlerine saldırabilir. Bu durum savaşın başından beri Ukrayna içlerinde devam eden çatışmaları, Rusya içinde Kursk gibi kara birliklerinin olmadığı bir bölgeye taşıyabilir. Ukrayna’nın Berlin Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü’nden Dr. Elena Petrova, “Bu, Ukrayna’nın Rusya’nın saldırı kapasitesini baltalaması için bir fırsat. Rusya, güvenli sandığı arka hatlarını yeniden düşünmek zorunda kalabilir.” diyor. Ancak bu avantaj, beraberinde büyük bir riski de getiriyor: Rusya’nın misilleme yaparak savaşı daha da kızıştırması.
Rusya Cephesinden Sert Tepki
Kremlin Sözcüsü Dmitry Peskov, kararı sert bir dille eleştirdi: “Karar, Rusya’nın diplomatik çabalarıyla çelişiyor ve müzakerelerdeki ilerlemeyi baltalıyor.” Moskova, Batı’yı provokasyonla suçlarken, Başbakan Merz ise Rusya’nın diyalog isteksizliğine vurgu yapıyor. “Putin, Vatikan’ın bile arabuluculuğunu reddediyorsa, bu savaş hepimizin umduğundan uzun sürebilir,” dedi. Merz, yine de barış için her fırsatın denenmesi gerektiğini vurguladı.
Merz, kararın gerekçesini şu şekilde ortaya koydu: “Ukrayna, sadece kendi topraklarında savunma yaparak kendini koruyamaz. Rusya, şehirleri, hastaneleri, anaokullarını bombalarken, Ukrayna’nın eli kolu bağlı kalamaz.”
Batılı liderler, Ukrayna’nın Rusya içindeki askeri altyapıyı hedef alarak savunmasını güçlendirebileceğini düşünüyor. Ancak emekli General Hans Müller, farklı bir uyarıda bulunuyor: “Putin, bu hamleye Ukrayna şehirlerini daha sert vurarak ya da Batı’ya yönelik tehditlerini artırarak yanıt verebilir. Bilinmez bir alana giriyoruz.”
Menzil kısıtlamalarının kalkması, Ukrayna için stratejik bir üstünlük sağlasa da, barışa giden yolu karmaşıklaştıracak nitelikte. Askeri uzmanlar, bu hamlenin Ukrayna'yı sahada güçlendireceğini söylese de, siyasi analistler Moskova’nın geri adım atacağına pek ihtimal vermiyor. Bu arada, cephedeki askerler ve sınırdaki aileler için savaşın yükü her geçen gün ağırlaşıyor.
Ukrayna ve Rusya halkı, yıkılan evler, kaybolan sevdikler ve belirsiz bir gelecekle mücadele ederken, dünya nefesini tutmuş, bu hamlenin savaşın sonunu mu getireceğini yoksa daha büyük bir kaosa mı yol açacağını izliyor.
İki taraf da birbirini barışa yanaşmamakla suçluyor, ancak barış için de hiçbir husustan taviz vermiyor. Aslında gerek Zelenski gerekse de bazı Avrupalı liderler Putin’i daha fazla savaşın içine çekerek Trump’ın karşısında barış isteyen tarafın Ukrayna, savaş isteyen ve saldıran tarafın ise Putin olduğu imajı vermeye çalışıyorlar. Ancak bu şekilde olursa ‘Trump’ın hışmına uğrayan Putin’in’ barış masasına oturacağı şeklinde bir kanaate sahipler. Kendi açılarından bakıldığında haklı gibi gözükseler de, meselenin öngörülemeyecek noktalara gitme ihtimali Batılı ülkeleri “kaş yapayım derken” hepsini gözlerinin kör olacağı bir noktaya da sürükleyebilir.