İstanbul’da düzenlenen Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) 40. yıl gala yemeği, oturma düzeni nedeniyle iş dünyasında tartışma yarattı. Branda ile ikiye bölünen salon, “protokol kartı” taşıyan davetliler ile diğer katılımcıları ayırdı. Bu uygulama, salonda bulunan birçok iş insanının tepkisine yol açtı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere bakanlar, DEİK yönetimi ve Türkiye’nin önde gelen sanayicilerinin katıldığı gece, protokol ayrımı yüzünden gölgelendi.
Protokol Ayrımı Salonu İkiye Böldü
Swissôtel The Bosphorus’ta gerçekleştirilen geceye yaklaşık 500 DEİK üyesi katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşması ve “Ustalara Saygı” ödül töreni sırasında salonda dikkat çeken bir uygulama yapıldı.
Salonun ortasına çekilen branda ile bir bölüm sadece “protokol kartı” bulunan davetlilere ayrıldı. Diğer bölümde oturan katılımcılar bu alana giremedi. Bu durum, organizasyonun amacına gölge düşürdü.
“Burada Rastgele Kimse Yok”
Etkinliğe uzun yıllardır katılan bazı iş insanları, bu uygulamanın hem kişisel hem kurumsal itibarlarını zedelediğini dile getirdi. Tepkilerini dile getiren bir DEİK üyesi şunları söyledi:
"Bu salonda bulunanlar Türkiye’nin üretimine, ihracatına ve istihdamına katkı sağlayan, her kriz döneminde sorumluluk üstlenen insanlardır. Hiç kimse rastgele davet edilmedi. Salonu setle ayırmak büyük saygısızlıktır."
Bakanlarla Temas Sorunu
Bazı katılımcılar, DEİK yönetimini “40 yıl öncesinden kalma hiyerarşik protokol anlayışını sürdürmekle” eleştirdi. İş insanları, bakanların çoğu zaman davetlilerden ayrı tutulduğunu, konuşmaların ardından hemen VIP odalara geçtiğini söyledi.
Bir katılımcı tepkisini şu sözlerle dile getirdi:
"Birçok ülkede bakanlar iş insanlarının arasında dolaşır, sohbet eder, sorunları dinler. Bizde ise konuşma biter bitmez VIP odalara geçiliyor. Bakanı, sanayiciden ve ihracatçıdan mı kaçırıyorlar?"
“Eşit Temas Olmadan Misyon Başarıya Ulaşmaz”
İş dünyası temsilcileri, DEİK’in asıl misyonunun, devlet yetkilileri ile özel sektörün doğrudan ve eşit şartlarda buluşmasını sağlamak olduğunu hatırlattı. Katılımcılar, bu tür organizasyonların yalnızca belirli bir grubun değil, tüm üyelerin sesini duyurabileceği bir platform olması gerektiğini vurguladı.
