Boşanma sonrasında en büyük mücadele çoğu zaman mallar için değil, çocuklar için veriliyor. Mahkeme kararıyla belirlenen kişisel ilişki düzenlemeleri, taraflardan biri tarafından ihlal edildiğinde devreye giren bir sistem var: İcra yoluyla çocuk teslimi. Bu uygulama, kamuoyunda çoğunlukla “çocuğu zorla almak”, “polis zoruyla anne babadan koparmak” gibi dramatik imgelerle anılsa da, bu durumun hukuki ve sistemsel gerekçeleri vardır. Ancak eleştirilmeyecek kadar masum, düzeltilmeyecek kadar mükemmel değildir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 324. ve 325. maddeleri, velayet hakkı kendisine verilmeyen ebeveynin çocukla kişisel ilişki kurma hakkını düzenler. Bu hak, ancak çocuğun üstün yararı gerektiriyorsa sınırlandırılabilir. Kişisel ilişki kurulmasına ilişkin ilam (mahkeme kararı), ilamlı icra takibi konusu olabilir. İcra İflas Kanunu m.25/a ve devamı hükümlerine göre çocuk, rıza gösterilmeyen taraftan zorla dahi alınabilir.

Ancak bu süreçte icra memuru yanında psikolog, pedagog veya sosyal çalışmacı da bulunur. Amaç ise çocuğun ruhsal bütünlüğünün zarar görmemesidir. Ne yazık ki uygulamada birçok dosyada şu gibi sorunlar yaşanmaktadır.

* Uzman personel eksikliği,

* Yetersiz hazırlık,

* Çocuğun duygusal direnci karşısında cebrî uygulamaya yönelim

Çocuk, sevdiği ebeveynin kucağından görevlilerce alınmakta, hatta zaman zaman kolluk zoruyla taşınmaktadır. Bu da mahkeme kararının uygulanması ile çocuğun psikolojisinin çatıştığı bir alan doğurur.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Ne Diyor?

AİHM, Türkiye’yi bu konuda birçok kez mahkum etmiştir.

* Çocuğun menfaati ile zorlayıcı tedbirler arasındaki dengenin korunması gerektiği,

* Sadece “mahkeme kararına uymuyor” gerekçesiyle, çocuğun duygusal yapısının hiçe sayılmasının hak ihlali olacağı,

* Devletin, kişisel ilişkiyi kolaylaştıracak şekilde alternatif çözüm yöntemleri (arabuluculuk, sosyal hizmet müdahalesi) geliştirmesi gerektiği, vurgulanmıştır.

⁠2023 Sonrası Yenilik: İcra Dışı Teslim Sistemi

Kamuoyundaki eleştiriler ve AİHM kararları doğrultusunda, 2023 yılında İcra ve İflas Kanunu değişti. Artık çocuk teslimi işlemleri Adalet Bakanlığı’na bağlı İcra Daireleri yerine İcra Dışı Çocuk Teslim Merkezleri eliyle yapılacak. Bu merkezlerde çocuk psikologları, pedagoglar görev alacak, polis müdahalesi en son çare olacak. Bu değişiklik umut verici olsa da, altyapı ve personel yetersizliği, sistemin pratiğe geçişinde hâlâ sancılar yaratmaktadır.