Türkçede sıkça kullanılan “zıvanadan çıkmak” deyimi, kontrolünü kaybetmek, taşkınlık yapmak veya sınırları aşmak anlamına geliyor. Uzmanlar, halk arasında kullanılan “beni zıvanadan çıkarma” ifadesinin ise bir kişinin sabrını zorlamamak, karşı tarafı kışkırtmamak anlamına geldiğini belirtiyor.
Deyimin kökeni, eski saat mekanizmaları ve tezgâh dişlilerindeki zıvana sistemine dayanıyor. Mekanizma düzgün çalışırken her şey yerli yerinde olur; ancak dişliler “zıvanadan çıkarsa”, sistem işlevini kaybeder. Bu mekanik durum, insan davranışlarına benzetilerek deyim hâline gelmiş.
"ZINAVADAN ÇIKMAK " NEREDEN GELİYOR ?
Türkçede sıkça duyulan “zıvanadan çıkmak” deyimi, kontrolünü kaybetmek, öfke veya taşkınlık göstermek anlamına geliyor. Bu deyimden türeyen “beni zıvanadan çıkarma” ifadesi ise, karşı tarafın sabrını zorlamaması gerektiğine dair bir uyarı niteliğinde kullanılıyor.
Deyimin kökeni ise eski mekanik saat ve tezgâh sistemlerinde kullanılan zıvana parçasına dayanıyor. Mekanizmada parçaların düzgün çalışmasını sağlayan zıvana, yerinden çıkarsa sistem işlevini yitiriyor. İnsan davranışlarına benzetildiğinde, “zıvanadan çıkan” kişi de kontrolünü kaybetmiş oluyor.
Günümüzde bu deyim, günlük yaşamda öfke kontrolünü ve sabır sınırlarını anlatmanın kısa ve etkili bir yolu olarak öne çıkıyor. Özellikle aile, iş ve sosyal ilişkilerde karşılıklı uyarı veya şaka amacıyla kullanıldığı görülüyor.
“ZIVANADAN ÇIKMAK” DEYİMİNİN KÖKENİ: TRAFİK POLİSLERİYLE İLGİSİ YOK
Sosyal medyada son dönemde yeniden yaygınlaşan bir iddia, “zıvanadan çıkmak” deyiminin 1960’lı yıllarda trafik polislerinin görev yaptığı silindir biçimindeki varille bağlantılı olduğunu öne sürüyordu. İddia, polislerin içinde durduğu silindire “zıvana” denildiği ve “beni zıvanadan çıkarma” tabirinin buradan türediği yönündeydi.
Ancak yapılan araştırmalar, bu iddianın gerçeği yansıtmadığını ortaya koydu. Türk Dil Kurumu’na (TDK) göre “zıvanadan çıkmak” deyimi, çok sinirlenmek, aklını yitirmek veya denetlenemez duruma gelmek anlamlarında kullanılıyor.
Zıvana kelimesinin kökeni ise Farsça zubāne kelimesine dayanıyor. TDK’ya göre zıvana; “iki ucu küçük boru, pipo veya sigara ağızlığının sap bölümü, bir kilit dilinin yerleşmesi için açılmış delik” anlamına geliyor.
Araştırmalar, deyimin çok daha eski dönemlerden beri Türkçede kullanıldığını gösteriyor. Örneğin; Halide Edip Adıvar, 1935 tarihli Sinekli Bakkal eserinde, Sait Faik Abasıyanık, 1944’te Medarı Maişet Motoru kitabında, Yaşar Kemal 1955’te Teneke romanında ve Hüseyin Rahmi Gürpınar 1927’de Evlere Şenlik, Kaynanam Nasıl Kudurdu? eserinde deyimi kullanmıştı.


