Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray’da bir araya geldi…
Kimi çevreler bu buluşmayı “yılın görüşmesi” olarak nitelendirdi…
Trump,misafirperverlik açısından tam not aldı…
Aslında bu görüşmeye iki ayrı pencereden bakmak gerekir…
Bir, Erdoğan açısından…
Bir de Türkiye açısından…
Erdoğan açısından bakıldığında…
Görüşmenin son derece verimli ve olumlu geçtiğini söylemek mümkün…
Beyaz Saray’da kendisine gösterilen saygı, iltifat, itibar ve samimi davranışlar dikkat çekiciydi…
Kapıda karşılanmalar, moral ve motivasyon verici ifadeler, yine kapıda uğurlanmalar…
Adeta her şey Erdoğan içindi…
Siyasi kimliğiyle Beyaz Saray’da istediği ilgiyi gören Erdoğan’ın kişisel anlamda diplomatik bir başarı elde ettiği rahatlıkla söylenebilir…
Peki ya Türkiye açısından tabloya baktığımızda ne görüyoruz?
Vergilerde indirim.
En ucuz kaynaklardan enerji temin edebilecekken en pahalı anlaşmalara imza atılması,
Boeing uçak siparişleri,
S-400 sonrası savunma sanayiinde kısıtlamalar,
F-35 programından çıkarılmamız,
F-16’ların modernizasyon süreci,
CAATSA yaptırımları,
Milli KAAN uçağının motor konusundaki belirsizlikleri
Halkbank davasının sürmesi,
Suriye’de YPG/PYD’ye verilen destek,
İsrail’in bölgede sürdürdüğü vahşete karşı sonuçsuz kalan girişimler,
Yunanistan ile ileride doğabilecek sorunlara yönelik net bir çözümün bulunamaması…
Tüm bu başlıklar değerlendirildiğinde, Türkiye’nin çıkarlarını somut olarak güvenceye alan bir sonuç elde edilemediği görülüyor.
Netice itibariyle Erdoğan–Trump görüşmeleri, kısa vadede diyalogun önemini bir kez daha ortaya koydu.
Ancak asıl mesele, diyalogdan kalıcı çözümlere geçişin bir türlü sağlanamamasıydı…
Türkiye masada varlığını hissettirse de, güvenlik ve savunma gibi kritik başlıklarda istediğini maalesef alamadı…
Kısacası bu görüşmelerin bize bıraktığı ders şudur:
Diplomasi yalnızca kapıları aralamakla değil, aynı zamanda o kapıdan geçip sahada somut sonuçlar almakla anlam kazanır…Türkiye–ABD ilişkilerinde ise o kapıdan geçmek hâlâ ertelenmiş bir mesele olarak karşımızda durmaktadır…
Her şeye rağmen bu görüşmenin ileriye dönük olarak iyi bir başlangıç olarak kayda geçtiğini söylemek mümkün…
Vesselam.