Orta Doğu’nun tarihi kriz döngüsü yeni bir eşiğe daha geldi.

Orta Doğu’nun Kalbindeki Dar Boğazda Kıvılcımlar Büyüyor

Orta Doğu’nun tarihi kriz döngüsü yeni bir eşiğe daha geldi. İsrail ve İran arasında giderek sertleşen askeri gerilim, bölgesel bir çatışmanın ötesinde küresel bir enerji güvenliği krizinin kapılarını aralıyor. Bu oyunun en stratejik perdesi ise tartışmasız şekilde Hürmüz Boğazı.

Küresel Enerji Arterinin Dar Noktası

Dünya petrol ticaretinin yaklaşık %20’si, doğal gaz sevkiyatının ise hatırı sayılır bir kısmı, Basra Körfezi’nden çıkarak Hürmüz Boğazı üzerinden küresel pazarlara ulaşıyor. Günde ortalama 17 milyon varil petrol, bu dar geçitten geçiyor. Bu da Hürmüz’ü sadece İran ile Suudi Arabistan arasındaki bir jeopolitik arter değil, dünya ekonomisinin “koroner damarı” haline getiriyor.

İran’ın Stratejik Kozu: “Boğazı Kapatırım”

İran, defalarca Hürmüz Boğazı’nı kapatmakla tehdit etti. Son krizlerde olduğu gibi şimdi de İsrail’le girilecek doğrudan bir savaş durumunda, bu tehdit yalnızca söylemde kalmayabilir. İran’ın Devrim Muhafızları Donanması, küçük sürat tekneleri ve gelişmiş deniz mayınlarıyla Boğaz’ı hedef alabilecek kapasiteye sahip. İran için bu, ekonomik baskılara cevap vermenin ve caydırıcılık sağlamanın bir yolu.

İsrail’in Yanıtı: Sınırların Ötesinde Operasyonel Güç

İsrail’in askeri kabiliyetleri bölgesel sınırları çoktan aştı. Suriye, Irak ve hatta İran içindeki operasyonları ile bunu defalarca gösterdi. Ancak Hürmüz Boğazı’nda deniz yollarını koruma kapasitesi sınırlı. Bu noktada İsrail’in, ABD Donanması’nın 5. Filosu ve Körfez’deki müttefiklerinin koruyucu şemsiyesi altında hareket etmesi olası.

ABD ve Batı Dünyası İçin Kâbus Senaryosu

Hürmüz Boğazı'nın geçici bile olsa kapatılması, petrol fiyatlarını bir gecede %30-50 oranında sıçratabilir. Bu da zaten kırılgan olan küresel tedarik zincirini sarsar, özellikle enerjiye bağımlı Avrupa ülkelerini savunmasız bırakır. ABD içinse hem ekonomik hem stratejik bir geri adım anlamına gelir. Bu nedenle Washington, bölgede “çifte caydırıcılık” politikası izliyor: İran’a sert yaptırımlar ve askeri tehditler; İsrail’e ise kontrollü bir çatışma çağrısı.

Türkiye Nerede Duruyor?

Türkiye, enerji geçiş yolları ve diplomasi masasında kritik bir oyuncu. Hürmüz’ün kapanması, İran ve Irak üzerinden gelen boru hatlarını daha da stratejik hale getirir.

Aynı zamanda, Türkiye’nin enerji çeşitliliği politikaları bu kriz ortamında anlam kazanır. Ancak, diplomatik dengeyi korumak ve krizin tarafı olmamak da Ankara için büyük bir sınav.

Sonuç: Enerji, Sadece Bir Emtia Değildir

İsrail ve İran arasında tırmanan savaş atmosferi, bir kez daha gösteriyor ki enerji sadece bir emtia değil, aynı zamanda jeopolitik bir silah, stratejik bir koz ve diplomatik bir kırılganlık noktasıdır. Hürmüz Boğazı ise bu silahın tetiğidir.

Dünya liderlerinin krizi soğutacak hamleler yapmaması durumunda, dar bir boğazdan çıkan savaş dumanı tüm küreyi sarabilir. Nitekim, gelişmeler anbean değişebilir. Ancak kesin olan bir şey var: Enerji güvenliği artık yalnızca enerji bakanlarının değil, savunma kurmaylarının da öncelikli gündem maddesidir.

Kaynaklar: Dışişleri Bakanlığı verileri, BM raporları, uluslararası ajans analizleri