Düşünün…
Bir çocuk. Daha dünyaya gözlerini yeni açmış. Nefes alırken zorlanan küçücük bir beden… Ve doktorun ağzından dökülen soğuk bir cümle:
“SMA Tip 1.”
Aile şokta. Anne-babanın gözleri dolu, elleri boş… Çünkü bu hastalık tedavi edilebilir ama maliyeti milyonları buluyor.
Ve gerçek yüzümüze çarpıyor:
Bu ülkede bazı hastalıklar sadece "parası olanlar" için tedavi edilebiliyor.
Bir Çocuğun Değeri Banka Hesabına mı Bağlı?
SMA, kasları tutan, çocukları yatağa, cihazlara, sessizliğe mahkûm eden acımasız bir hastalık. Genetik bir kusur… Ama en büyük kusur bu çocuklarda değil, onları görmeyen, duymayan sistemdedir!
Bugün Türkiye’de yüzlerce SMA hastası bebek, hayatta kalabilmek için sosyal medyada “yardım kampanyası” açıyor. Aileler çareyi bağış kutularında, canlı yayınlarda, sokak sokak broşür dağıtmada arıyor. Çünkü başka seçenek yok. Çünkü Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) her tedaviyi karşılamıyor.
Ama ne garip:
Parası olanlar yurtdışına gidiyor, ilacı alıyor, çocuğu hayata tutunuyor.
Parası olmayanlar mı? Onlar dua ediyor, ağlıyor…
Ve bekliyor:
Ya kampanya tutarsa…
Sağlık Anayasal Hak Değil miydi?
Bu ülkenin Anayasası açık:
“Her vatandaş sağlık hizmetlerinden eşit şekilde faydalanma hakkına sahiptir.”
Peki öyleyse neden bu çocuklar eşit değil?
Neden bazı bebekler nefes alırken, diğerleri sadece yaşaması için “para toplamak zorunda” bırakılıyor?
Bu sistemde en acı gerçek şu:
Zengin, çaresizliği yenebiliyor.
Fakir, sadece izliyor.
İyileşmek Lüks Değil, Haktır!
Sağlık, bir ayrıcalık değil. Doğuştan gelen bir hak, bir insanlık hakkıdır.
Ama ne yazık ki bugün;
Kanser tedavileri,
Nadir hastalık ilaçları,
Gen tedavileri,
SMA, ALS, DMD gibi hastalıkların kurtarıcı tedavileri…
Hep bir ekonomik bariyerin arkasında.
Milyon dolarlık ilaçlar, SGK tarafından karşılanmıyor. Oysa bir çocuğun hayatı, bir annenin gözyaşı, bir babanın umudu bir fiyat etiketiyle ölçülebilir mi?
Sosyal Devlet
Bugün sosyal medya, SMA bebeklerin feryadıyla dolu.
Her gün binlerce insan 10-20 TL göndererek bir bebeğin tedavisine katkı sunmaya çalışıyor. Çünkü millet, merhametli. Çünkü bu halk, devletin göremediğini görmek zorunda kalıyor.
Ama şunu soruyoruz:
Sosyal devlet nerede?
Herkese bedava tablet dağıtmak için kaynak bulanlar, bir çocuğun yaşam hakkı için neden sessiz?
Milyar dolarlık ihalelere para bulan sistem, neden bir ilaca "çok pahalı" diyor?
Bu sorular cevapsız kalamaz.
Millî Savunma Kadar Millî Sağlık da Önemli!
Elbette savunma sanayi önemli. Elbette yollar, köprüler, barajlar önemli.
Ama unutmayın:
Savunacak nesil yoksa, neyi koruyacaksınız?
Yaşatmıyorsanız, neden inşa ediyorsunuz?
Eğer bu ülkenin geleceği olan çocuklar bir genetik hastalık yüzünden göz göre göre ölüme terk ediliyorsa, o zaman en büyük millî güvenlik tehdidi vicdansızlıktır!
Ne Yapmalı?
SMA ve benzeri nadir hastalıkların tüm tedavileri SGK kapsamına alınmalıdır.
Pahalı ilaçlar kamu desteğiyle karşılanmalıdır.
Ticari firmaların insafına kalmadan yerli genetik tedavi yatırımları desteklenmelidir.
Kampanyalara muhtaç kalmadan, her çocuğun şansı eşit olmalıdır.
Bu, sadece sağlık politikası değil; adalet, vicdan ve insanlık meselesidir.
Yaşat ki Yaşayasın!
Türkiye güçlü bir ülke… Bunu her alanda gösteriyoruz. Ama bir bebeğin hayata tutunması için halktan yardım istemek zorunda kaldığı bir ülkede, gerçek güç eksiktir.
Biz bu çocuklara sadece yaşamak için bir şans veremiyorsak, neyi başardık ki?
Unutmayalım:
Bir çocuğun gözyaşı, tüm ekonomik hesaplardan daha değerlidir.
Bir annenin “çocuğum yaşasın” duası, her siyasi sloganı susturur.
Ve biz Türk milleti olarak şunu haykırmalıyız:
Yaşat ki devlet yaşasın!
İyileşmek zengin işi değil, insan hakkı olsun!
Kaynaklar: BM Raporları, Uluslararası Ajans Analizleri
Bu siteye yazılan köşe yazıları Türkinform'un editöryal politikasını yansıtmamaktadır. Köşe yazılarındaki görüşler yalnızca yazarları ilgilendirmektedir.