Modern savaşlar artık cephede değil, teknolojide. Hayatımızın her alanına giren teknoloji, telefonlar ile de ceplerimize kadar giriyor. Peki bizi gözetleyen, yöneten ve yeri geldiğinde yok edebilecek potansiyelde olan telefonlar, İsrail'in bir parçası mı?
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun son açıklaması bu gerçeği bir kez daha gözler önüne serdi: “Cep telefonu olan var mı? Çünkü aslında İsrail’in bir parçasını tutuyorsun.” Bu söz, modern savaşın artık tanklarla silahlarla değil, sinyallerle yürütüldüğünü gözler önüne serdi.
Geçen yıl Lübnan’da yaşanan çağrı cihazı ve telsiz patlamaları, elektronik harpın ölümcül yüzünü ve gücünü gözler önüne sermişti. Hizbullah mensuplarının kullandığı iletişim cihazları bir anda infilak etmiş, yüzlerce kişi yaralanmış, onlarcası hayatını kaybetmişti. Küçük bir elektronik parçanın kitle imha aracına dönüşmesi, savaşmak veya alt etmek için daha az maliyet ve kaynak ile geniş bir kitlede etki kurulabileceğini gösterdi.
17 Eylül 2024’te Lübnan’da Hizbullah’ın çağrı cihazları eş zamanlı patlamış, 2’si çocuk 12 kişi ölmüş, yaklaşık 2 bin 800 kişi yaralanmıştı. Ertesi gün telsizlerin patlamasıyla 25 kişi daha hayatını kaybetmişti. Mossad’ın bu cihazlara önceden patlayıcı yerleştirdiği iddia edildi. Ayrıca bu cihazların "aşırı ısınma"sını sağlayarak patlamasına neden olabileceği de gündeme geldi. Tayvan merkezli Gold Apollo, üretici olarak Macar ortağı Bac Consulting’i işaret etti, ancak bu firmanın İsrail’in kurdurduğu paravan bir şirket olduğu öne sürüldü. Türkiye’de ise MİT devreye girdi; İstanbul Havalimanı’nda 20 Eylül’de benzer nitelikte 61 koli, 850 kilogramlık şüpheli kargo tespit edildi. Bin 300 çağrı cihazı ve 710 şarj aletinde sinyal veya ısıyla patlatılabilecek düzenekler bulundu ve imha edildi.
İsrail'in bu alanda bölgesel liderliği sürüyor. İsrail, radar karıştırmadan haberleşme ağlarını çökertmeye, insansız hava araçlarını elektronik olarak yönlendirmeye kadar geniş bir güce sahip. “Demir Kubbe” sistemi de yalnızca füze imhası gibi ateşli bir sistemden öte, elektronik sinyalleri ustaca yönetiyor ve yönlendiriyor. Bu gücün dayandığı temel, İsrail’in dünya çapında etkin teknolojisi ve savunma sektörünün lideri olmasıyla karşımıza çıkıyor. Küresel ihracattaki payı küçük olsa da, yüksek teknoloji ve elektronik harp ürünleriyle İsrail, dünya ticaretinde kritik bir aktör konumunda.
Bütün bu olaylar, aslında çok daha büyük bir gerçeği işaret ediyor: Cep telefonları ve benzeri cihazlar artık mutlak güvenilir değil. Konum verilerinden dinleme imkânlarına, hatta bataryalara gizlenmiş düzeneklere kadar her unsur bir açık kapı haline gelmiş durumda ve içine sızılabilir. Ellerimizde, ceplerimizde hayatın her alanında yanımızdan ayırmadığımız cep telefonları, sıradan insanların hayatında vazgeçilmez bir araçken, aynı zamanda bizleri gözetleyen, hedef alan ve gerektiğinde silaha dönüşebilen bir risk de barındırıyor.
