Kafkasya, uzun yıllar boyunca çatışmaların, sınır krizlerinin ve etnik gerginliklerin sembolüydü. Fakat bugün rüzgar tersine dönüyor. Artık bu coğrafyada barışın dili, diplomatik bildirilerden çok enerji hatları ve lojistik koridorlar üzerinden konuşuluyor.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Kazakistan ziyaretinde yaptığı açıklama Kafkasya’da işbirliğinin yeni bir döneme girdiğine işaret etti. Bunun en somut örneği: “Azerbaycan’dan Ermenistan’a kargo taşımacılığında işgalden beri uygulanan tüm kısıtlamalar kaldırıldı.” Açıklaması oldu. Bir diğer karar olarak Azerbaycan üzerinden Ermenistan’a Kazak tahılının taşınması, barışın artık kağıt üzerinde değil, sahada da bilfiil ele alındığını gösteriyor.

Türkiye, Ermenistan ile sınırları açmak için Azerbaycan ve Ermenistan arasında bir barış anlaşması şartını koşmuştu. Ermenistan, yavaş yavaş Türkiye’nin de dahil olduğu bloklara katılma hedefiyle, Azerbaycan ve Pakistan ile yeni işbirliği yolları arayarak, Türkiye ile sınır kapılarını açıp ekonomisini kalkındırmayı hedefliyor. Bunun yanında Rusya’nın Karabağ Savaşı’nda Azerbaycan’o destekleyerek tarafını belli ettiğini düşünen Ermenistan, kademeli olarak yüzünü Batıya dönmüştü. Erivan ayrıca, Türkiye ile açılan sınır kapıları aracılığıyla Avrupa ile lojistik ve ticaret hizmetlerini de sorunsuz olarak yürütmeyi hedefliyor. Ankara bu süreçte yalnızca ekonomik bir kazanç elde etmiyor; aynı zamanda “bölgesel istikrarın garantörü” rolünü pekiştiriyor. Ancak bu sürecin kalıcı olabilmesi için siyasi iradenin devamlılığı şart. Her iki ülkenin iç siyasetinde yükselen milliyetçi tepkiler, bu kırılgan süreci kolayca sekteye uğratabilir.

Zengezur’un Stratejik Önemi
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, “Zengezur Koridoru’nun açılışı 2028 yılı sonuna kadar gerçekleşebilir” cümlelerini sarf etti. Zengezur Koridoru Nahçıvan’ı Azerbaycan’a bağlarken, Türkiye’ye Orta Asya’ya uzanan kesintisiz bir güzergah kazandıracak. Azerbaycan, doğalgazını geleneksel Rus güzergahının dışına çıkarma hedefindeyken, Türkiye üzerinden Avrupa’ya uzanan hatlar için de kritik bir avantaj doğuyor. Bu noktada işbirliği gözetilmesinden yana başka bir etken daha mevcut. Türk dünyası için bu durum artık coğrafi bir hattın ötesinde “Türk dünyasının fiziki birliği” anlamına geliyor. Mesele sadece ulaşım değil; Zengezur, aynı zamanda yeni enerji ve ticaret hatlarının da geçeceği bir güzergah olacak. Bu durum, bölgedeki güç dengelerini tamamen değiştirebilir. İran bu hattı kendi transit ağlarına rakip olarak görürken, Rusya da kontrol alanının Batı’ya kaymasından rahatsız. Ancak küresel ölçekte enerji bağımlılıkları değiştikçe, bölge ülkeleri bu fırsatı kaçırmak istemiyor.
![]()
Bu tabloya bir de Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın Tiflis’te yaptığı açıklamayı ekleyelim. Gürcistan’da düzenlenen 5. Tiflis İpek Yolu Forumu’nda konuşan Paşinyan, “Yakın zamanda Ermenistan üzerinden geçecek şekilde Azerbaycan-Nahçıvan ve Azerbaycan-Ermenistan-Türkiye arasında boru ve elektrik hatları kurulacak” dedi. Ermenistan için bu hatlar, yıllardır süregelen enerji bağımlılığını kırmak anlamına geliyor ve bu sayede zaten kırılgan olan ekonomisini çeşitlendirebilecek. Azerbaycan ise, elektrik ve gaz ihracatını genişleterek ekonomik nüfuz alanını artırabilecek. Paşinyan’ın aynı konuşmada, “Bu projelerin temeli bölgesel istikrar ve güven” vurgusu, Erivan’ın da artık boş milliyetçilik söylemlerinden çıkarak gerçekçi bir çizgiye geçtiğini gösteriyor. Uzun vadede bu hatların, iki ülkenin ekonomilerini birbirine entegre ederek savaşın değil, karşılıklı bağımlılığın hakim olduğu bir düzeni güçlendirmesi bekleniyor.