Benim çocukluğumda memleketim Kırıkkale’de 29 Ekim Cumhuriyet Bayramları bir başka coşkuyla kutlanırdı. Sadece Cumhuriyet Bayramımı tabi ki hayır, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı ve 30 Ağustos Zafer Bayramı birbirinden renkli birbirinden coşkulu kutlanırdı.

Okul bahçelerinde başlayan tören alayı yolların araç trafiğine kapatılarak halkın coşkulu alkışları arasında şehir stadyumuna gelinirdi.

Bayram öncesi ailemizin hazırladığı sigara böreği, kek, patlamış yada haşlanmış mısır, kuruyemiş vb. atıştırmalık ikramlarla beraber ellerimizde Türk Bayrağı hem de üzerinde Mustafa Kemal ATATÜRK’ün resminin bulunduğu Türk Bayrakları ve rengarenk ATATÜRK baskılı balonları sallaya sallaya şehir stadyumuna gider tribünlerde yer bulur otururduk.

Belediye bandosu tarafından çalınan İstiklal Marşına 7 den 77 ye kadınıyla erkeğiyle çoluk çocuk herkes tarafından adeta sesimiz kısılırcasına yüksek sesle okur alkışlarla, ıslıklarla tezahüratta bulunurduk.

Tören için özenle hazırlanmış askeri jeepin kasasına binen Vali, Garnizon Komutanı ve Belediye Başkanının halkı ve törende görevli öğrenci, öğretmen ile askerlerimizi selamlamasına müteakip, Türk Bayrağı geçişi ayakta alkışlarla izlenir. Arkasından gelen elleri öpülesi öğretmenlerimizin önde, arkasında öğrencileri geçişini tamamlarken törene katılan aileler tarafından “Aferin oğluma” “Aferin kızıma” sözleriyle alkışlar arasında geçişini tamamlarlardı.

Tören alanında bir sessizlik hakim olduğunda uzaklarda içimizi ürperten, tüylerimizi diken diken eden gür ve tok bir sesle “Rahat, Hazır ol, Uygun adım marş” komutuyla önde komutan arkasında askerlerimizin rap, rap, rap postal sesleriyle halkı selamlamaya başlamadan önce herkes ayağa kalkar, öğrenciler tarafından ATATÜRK resmi, Yaşasın Mustafa Kemal ATATÜRK, Yaşasın Cumhuriyet yazılı flamalar rengarenk dalgalanırken, öğrenciler, öğretmenler tarafından okunan şiirlerle coşan annemiz babamız göz yaşlarını tutamayan başındaki tülbendiyle, yazmasıyla göz yaşını silen “Sütümüz size helal olsun evlatlarım” diyen ninemiz, sakallarının arasında süzülen göz yaşlarını tutamayan “Ayağınıza taş gözünüzü yaş değmesin Rabbim sizleri korusun yiğitlerim” diyen dedelerimizin yoğun tezahüratlarıyla göklerde beliren geldiği ile geçtiği bir olan f16 savaş uçağımızın sesleriyle yer gök “Yaşasın Cumhuriyet” “Yaşasın Mustafa Kemal ATATÜRK” sesleriyle inlerken akşamları da askerlerimizin fener alayı ile tören son bulurdu.

Günümüz 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı bilindiği üzere Salı günü yarım gün Çarşamba günü tam gün idari izin olarak verilmekte olup, artık öğrencilerimiz gençlerimiz kamu çalışanlarımız acaba sayın cumhurbaşkanımız Pazartesi ve Salı gününü de idari izinli sayıp hafta sonuyla beraber 5 (Beş) gün tatil olur mu? derdinde olduğumuzu üzülerek ifade etmek istiyorum.

ATAM SEN RAHAT UYU BİZ BEŞ GÜN İZİNDEYİZ.

Asla dedirttirmeyeceğiz; Geçmişiyle gurur duyan, geleceğine inanan Türk gençliği olarak, bayrağımıza, ezanımıza, devletimize ve Cumhuriyetimize sahip çıkacağız. Sahip çıkmaya da devam edeceğiz. Bu vesile ile Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde kurulan Cumhuriyetimizin 102’nci yılı kutlu olsun! Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, Cumhuriyetimizin kuruluşunda emeği geçen tüm kahramanlarımızı, devlet adamlarımızı, vatan uğruna can veren aziz şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi minnetle yâd ediyorum. Rabbim mekânlarını cennet eylesin.

Saygılarımla

*Bu siteye yazılan köşe yazıları Türkinform'un editöryal politikasını yansıtmamaktadır. Köşe yazılarındaki görüşler yalnızca yazarları ilgilendirmektedir.*