Danimarka’da yapılan dikkat çekici bir araştırma, uzun süreli üzgünlüğün bireylerde erken ölüm riskini iki katına çıkardığını ortaya koydu. Aarhus Üniversitesi’nden Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Mette Kjagaard Nielsen’in öncülüğünde yürütülen çalışmada, yaş ortalaması 62 olan 1.735 kişinin on yıl boyunca yas süreci incelendi.
Araştırma kapsamında, bilimsel geçerliliği kabul edilen “Uzun Süreli Keder-13 Ölçeği” kullanılarak katılımcıların keder düzeyleri değerlendirildi ve beş farklı “keder yörüngesi” belirlendi. Bu çerçevede, katılımcıların yüzde 6’sının zamanla azalmayan, yoğun şekilde devam eden yas belirtileri taşıdığı ve bu grubun erken ölüm riski açısından en yüksek riski taşıdığı ortaya koyuldu.
Dr. Nielsen, "Yoğun yas süreci kalp-damar hastalıkları, intihar ve ruh sağlığı sorunlarıyla bağlantılı olabilir" uyarısında bulundu.
KIRIK KALP SENDROMU UYARISI
Araştırmada uzmanlar, yoğun kederin kalpte ciddi zararlara yol açabilen “kırık kalp sendromu” riskini de artırabileceğini vurguladı. Kalp krizine benzer belirtilerle ortaya çıkan bu sendromun, damar tıkanıklığıyla ilişkili olmaması nedeniyle çoğu zaman yanlış teşhis edildiği belirtildi.
Kalbin bir bölümünün geçici olarak genişlemesiyle ortaya çıkan sendromun, yalnızca İngiltere’de her yıl yaklaşık 2.500 kişiyi etkilediği tahmin ediliyor.
HAYAT KURTARICI MÜDAHALELER MÜMKÜN
Aberdeen Üniversitesi’nde 4.000 kişiyle beş yıl süren başka bir çalışmaya göre ise kırık kalp sendromu tanısı konulan bireylerin dörtte biri yaşamını yitiriyor. Ayrıca kalp krizlerinde kullanılan ilaçların bu sendromda sınırlı etkisi olduğu ortaya kondu.
Dr. Nielsen, "Yoğun keder yaşayan bireylerin yalnızca psikolojik değil, fiziksel sağlıklarının da izlenmesi gerekir" diyerek, yas sürecinde erken tanı ve müdahalenin önemine dikkat çekti.
"Bir aile hekimi, yas sürecinde olan bir bireyin geçmişte depresyon ya da benzeri ciddi ruhsal sorunlar yaşayıp yaşamadığını sorgulayarak erken müdahale şansı elde edebilir" değerlendirmesinde bulunan Dr. Nielsen, tedavi süreçlerinde farklı yaklaşımların gerekli olduğunu ifade etti.
