Kafkasya'nın jeopolitik haritası, yıllardır süren savaşlar, ateşkesler ve diplomatik hesaplaşmalarla şekillenmiştir. Ancak son dönemde ortaya çıkan Zengezur Koridoru projesi, bu haritada yeni bir sayfa açmaya adaydır. Azerbaycan’ın batı illeriyle Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’ni doğrudan bağlaması planlanan bu koridor, yalnızca bir kara yolu projesi değil aynı zamanda Türk dünyası için sembolik ve stratejik bir adımdır. Türkiye’den Orta Asya’ya uzanacak bir Türk kuşağının ilk somut halkası olan bu proje, doğal olarak bölgedeki tüm aktörlerin dikkatini çekmektedir. Bu aktörlerden biri ise şüphesiz İran. Ancak İran bu projeyi bir fırsattan çok, kendi bölgesel nüfuzu açısından ciddi bir tehdit olarak değerlendiriyor gibi. İran’ın rahatsızlığının birkaç temel nedeni vardır. Öncelikle, bugüne kadar Azerbaycan ile Nahçıvan arasındaki kara bağlantısı İran toprakları üzerinden sağlanmakta idi. Zengezur Koridoru bu güzergâhı bypass ederek İran’ın transit avantajını azaltacak. Bu durum ekonomik ve lojistik açıdan İran’ın elini zayıflatırken, Türkiye-Azerbaycan ekseninin daha bağımsız bir yapı kazanmasına da olanak tanıyacaktır. Ancak İran’ı asıl tedirgin eden şey sadece ekonomik kayıp değil jeopolitik dengelerin Türk dünyası lehine değişme ihtimalidir. İran, tarih boyunca Türk etkisinin artmasından çekinmiştir. Bugün kendi topraklarında milyonlarca Türk yaşamaktadır. Türkiye ile Azerbaycan arasındaki bağın daha da kuvvetlenmesi, bu kitleler arasında etnik ve kültürel farkındalığı artırabilme ihtimalini ortaya çıkarmıştır. İran için bu, sadece bir dış politika meselesi değil iç istikrar sorunu anlamına da gelebilir. Fakat meseleye yalnızca İran'ın kaygıları açısından bakmak eksiklik olur. Zengezur Koridoru, Türkiye ile Azerbaycan arasında kurulacak kalıcı bir kara köprüsü olmakla kalmayacak, aynı zamanda Türk dünyasının Orta Koridor stratejisini güçlendirecektir. Bu yol, Çin'den başlayıp Orta Asya, Hazar Denizi, Azerbaycan ve Türkiye üzerinden Avrupa'ya uzanacak olan büyük bir ticaret hattının parçasıdır. İran, bu hatta dahil edilmediği sürece, hem ekonomik hem stratejik anlamda geride kalma tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır. Zengezur Koridoru’nun hayata geçmesi, belki de İran için bir dönüm noktası olacaktır. Bu süreci bir tehdit olarak görmek yerine, bölgesel kalkınma ve iş birliği fırsatı olarak değerlendirmek, İran’ın da çıkarına olabilir. Zira tarihin bize defalarca gösterdiği gibi, yolları açanlar sadece ticaretin değil, barışın da taşıyıcısı olur.