Yıllardır Türkiye'de teknoloji yazıyorum. Yapay zeka teknolojilerinin stratejik gücünü, bu alandaki küresel mücadeleyi yakından takip ediyorum. ChatGPT'den Çin'in dev dil modellerine, Meta'nın açık kaynak hamlesinden Google'ın Gemini'ına kadar... Bu sadece teknoloji yarışı değil, 21. yüzyılın yeni güç dengelerini belirleyen stratejik mücadele.
Bu perspektiften Zengezur koridoruna baktığımda, sadece fiziksel bir ulaşım hattı görmüyorum. Teknoloji transferinin, veri akışının, dijital altyapının şekilleneceği kritik bir güzergah görüyorum.
Peki Türkiye bu fırsat nasıl değerlendirebilir?
Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki o 43 kilometrelik toprak parçasında, dünya devletlerinin geleceği şekilleniyor. Zengezur koridoru dediğimiz bu alan, Trump'ın arabuluculuğunda imzalanan Ağustos 2025 anlaşmasından sonra sadece bölgesel bir ulaşım hattı olmaktan çıktı. Artık küresel güç mücadelesinin tam kalbinde duruyor.
Peki bu koridor neden bu kadar önemli? Hem Amerika, hem Rusya, hem İran bu projeyi kendi geleceği için kritik görüyor. Türkiye ise bu coğrafi değişimden en fazla faydalanacak ülke konumunda.
Trump Oyunun Kurallarını Değiştirdi
Ağustos 2025'e kadar Zengezur koridoru sadece Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki lokal bir sorundu. Sonrasında? ABD'nin 99 yıllık işletme hakkı almasıyla birlikte dünya meselesi haline geldi.
Bu değişimi uluslararası medyanın yaklaşımından okuyabiliyoruz:
Batı medyası koridoru "demokratik değerleri destekleyen" bir proje olarak sunuyor. Rus medyası ise ABD emperyalizminin Güney Kafkasya'ya sızması diyor. İran basını konuyu "direniş eksenini parçalama girişimi" olarak yorumluyor. Türk medyası da "Turan idealinin gerçekleşmesi" diye sevinç çığlıkları atıyor.
Çin medyası ise daha pragmatik bir yaklaşım sergiliyor. Çin Devlet Başkanı Xi Jinping'in açıklamalarına göre "Orta Koridor Girişimi ile Kuşak ve Yol Girişimi arasında doğal bir uyum" var. China Daily gibi Çin yayın organları koridoru "Çin-Avrupa ticaret bağlantısını güçlendirecek yardımcı bir proje" olarak değerlendiriyor. Bu Çin'in tarihsel yaklaşımıdır, hemen karşı çıkmaz. Dahil olup, içerden etki yapmayı dener.
Bu kadar farklı yorumun olması aslında koridorun ne kadar stratejik bir öneme sahip olduğunu gösteriyor.
Ziya Gökalp ve Turan Vizyonu
Zengezur koridoru konsepti hiç de yeni değil. 20. yüzyıl başında Türkçü entelektüeller zaten böyle bir coğrafi bağlantının hayalini kuruyorlardı.
Ziya Gökalp'in 1911'de söylediği o meşhur sözü hatırlayın: "Vatan ne Türkiye’dir Türklere, ne Türkistan; vatan büyük ve müebbet bir ülkedir: Turan!" İşte o hayal, 114 yıl sonra Zengezur koridoruyla somutlaşıyor.
Yusuf Akçura'nın pan-Türkist bağlantı hayalleri, Ahmet Ağaoğlu'nun Kafkasya köprü projeksiyonları... Hepsi bugün bu koridorda hayat buluyor.
Amerika'nın Çin Çevreleme Stratejisinin Kalbi
ABD neden bu projeye bu kadar önem veriyor? Çünkü Çin'in Kuşak ve Yol İnisiyatifine karşı geliştirdiği stratejinin kilit noktası burası.
Çin'in Orta Asya'dan Avrupa'ya uzanan dev ticaret ağına alternatif yaratmak için Amerika'nın ihtiyacı olan şey tam olarak bu: Rusya ve İran'ı bypass eden, kendi kontrolündeki bir koridor.
Trump'ın 2025 TRIPP (Trump Route for International Peace and Prosperity) anlaşmasıyla ABD ilk kez Güney Kafkasya'da doğrudan operasyonel kontrol elde etti. Bu sadece ticari bir hamle değil - 21. yüzyıl jeopolitiğinin büyük hamlesi.
Heritage Foundation'ın analizi net: Orta Asya'nın "Çin kontrolündeki nadir toprak rezervlerine" alternatif erişim sağlayan tek yol bu koridor. Atlantic Council ise durumu "koridor savaşları" olarak tanımlıyor - 21. yüzyılın yeni büyük güç rekabeti arenası.
Rakamlar da etkileyici: Dünya Bankası tahminlerine göre Orta Koridor navlun hacmi 2030'a kadar 11 milyon tona çıkabilir. Bu, Çin-Avrupa arasındaki transit süresini 45-60 günden 12-15 güne düşürecek.
Üç Büyük Koridor
Asya ile Avrupa arasında üç ana ticaret koridoru var ve her birinin kendine özgü avantajları bulunuyor.
Güney Koridor denilen Süveyş Kanalı rotası devasa bir kapasiteye sahip. Yıllık 1.2 milyar ton yük taşıma kapasitesi ile dünya ticaretinin %8'ini karşılıyor. Ama burada sorun süre - transit süresi 45-60 günü buluyor. Üstelik son dönemde yaşanan güvenlik riskleri de cabası.
Kuzey Koridor yani Rusya rotası daha olgun bir altyapıya sahip. 2024'te 37,8 milyon ton taşıma hacmine ulaştı ve 2030 hedefi 32 milyon ton. Transit süresi 18-20 gün civarında. Ama Ukrayna krizi sonrası güvenlik endişeleri bu rotayı da gölgeliyor.
Orta Koridor ise tam burada devreye giriyor. Dünya Bankası tahminlerine göre 2030'a kadar 11 milyon ton kapasiteye çıkabilir. En önemlisi de transit süresi sadece 12-15 gün. Hem en hızlı hem de en güvenli rota bu.
Mevcut durumda güvenlik sorunları başta olmak üzere, tüm sıkıntılarına rağmen Orta Asya'yı Rusya üzerinden Avrupa'ya bağlayan Kuzey Koridoru'nun kullanımı %55'te ve İran üzerinden bağlanılan Güney Koridoru'nun kullanımı %40 düzeylerinde kalırken; Orta Koridorun kullanımı %5 seviyelerinde kalmaya devam ediyor.
Bu rakamlar Orta Koridor'un ne kadar büyük bir potansiyele sahip olduğunu gösteriyor.
Rusya ve İran
Zengezur koridoru ilginç bir yan etki yaratıyor: Rusya ile İran arasında diplomatik kriz.
Rusya koridoru destekliyor. Putin yönetimi projeyi Güney Kafkasya'daki nüfuzunu koruma aracı olarak görüyor. Lavrov'un "Azerbaycan'ın Nahçıvan'a kesintisiz erişimi" desteği, bu yaklaşımı gösteriyor.
İran ise tam karşıt pozisyonda. Hamaney'in Paşinyan'a verdiği "kırmızı çizgi" uyarısı, Dışişleri Bakanı Araghchi'nin sınır değişikliğini "tamamen kabul edilemez" bulması... İran için bu koridor varoluşsal tehdit.
Eylül 2024'te İran'ın Rus büyükelçisini protesto için çağırması, iki ülke arasındaki ilk açık diplomatik krizdi. Bu ayrışma Türkiye'ye altın fırsat sunuyor: Hem Moskova hem Tahran ile ayrı ayrı dengeleme politikası yürütebilme imkanı.
Türkiye İçin Fırsat
Peki Türkiye bu projeden nasıl faydalanacak? Enerji Bakanı Alparslan Bayraktar'ın açıklaması çok net: "Azerbaycan ve Orta Asya'dan gelen tüm enerji ve lojistik rotaları Zengezur koridoru üzerinden akacak."
Ekonomik kazanımlar: 75+ milyon kişilik Orta Asya pazarına doğrudan erişim, Anadolu ihracatının 160 milyon dolardan 500+ milyon dolara çıkma imkanı, Azerbaycan ticaretinde üç kat artış potansiyeli, Avrasya ticaretinde yıllık 20-30 milyar dolar lojistik tasarrufu.
Enerji güvenliği açısından da devrim niteliğinde. Kazakistan, Özbekistan ve Türkmenistan'ın devasa enerji kaynaklarına doğrudan erişim, Türkiye'nin enerji merkezi konumunu güçlendirecek.
Kalkınma Yolu Projesi ile beraber düşünün: Irak-Türkiye kuzey-güney ekseni + AzerbaycanTürkiye doğu-batı ekseni = Türkiye'nin transit hub merkezi haline gelmesi.
Amerika'nın Ortadoğu'dan Çekilmesi
Amerika'nın Ortadoğu'dan kademeli çekilmesi, Türkiye'ye liderlik fırsatı yaratıyor. Suriye'deki rejim değişikliği, azalan ABD askeri varlığı, değişen ittifak yapıları... Hepsi Türkiye'nin lehine gelişen faktörler.
Bu durum Türkiye'ye bölgesel güç boşluğunda liderlik şansı veriyor. Enerji diplomasisinde artan etki imkanı sağlıyor. NATO ve AB ilişkilerinde gelişmiş pazarlık gücü kazandırıyor. En önemlisi de Rusya, İran ve Batı arasında dengeleyici rol oynama fırsatı sunuyor.
Güvenilir Teknoloji Üssü Olmak
Yapay zeka çağında veri yeni petrol, algoritma yeni güç kaynağı. Microsoft'un OpenAI'ya yaptığı 13 milyar dolarlık yatırım, Google'ın Anthropic'e verdiği destek, Çin'in ulusal AI stratejisi... Hepsi aynı gerçeği gösteriyor: AI teknolojileri artık ulusal güvenlik meselesi.
Zengezur koridoru bu mücadelede Türkiye'ye benzersiz bir pozisyon sunuyor. Bu koridor sadece fiziksel yük taşımacılığı değil, teknoloji transferi için de büyük bir fırsat sunuyor. Çin-ABD teknoloji savaşında bağımsız alternatifler her geçen gün daha değerli hale geliyor.
Anadolu'yu bu koridorun teknoloji merkezi haline getirebiliriz. Türklerin kullandığı güvenli yapay zeka platformları, bölgesel veri merkezleri, güvenli iletişim sistemleri... Orta Asya ile Avrupa arasındaki veri trafiği de bu güzergahtan geçebilir.
Özellikle güvenlik kritik olan alanlarda - fintech, savunma teknolojileri, kritik altyapı sistemleri - bağımsız çözümler sunabiliriz. Bu sadece ekonomik değil, stratejik bağımsızlık için de hayati.
Yapılması Gerekenler
Türkiye'nin bu tarihi fırsatı değerlendirmesi için üç aşamalı bir strateji gerekiyor.
Öncelikle Anadolu’ya altyapı yatırımlarını hızlandırılmalı. Teknoloji planlamaları yapılmalı. Türk savunma sanayiinin yüksek teknolojileri bu yeni sivil pazarların hangi acil askeri ve sivil ihtiyaçlarını karşılayabilir? İhtiyaçların tanımlanması yapılmalıdır. Bu stratejik konuları çalışan uzman takımlar kurulmalıdır.
Orta vadeli strateji için 1-3 yıllık perspektifte Kalkınma Yolu ile entegrasyon planlaması yapılmalı. Orta Asya enerji anlaşmaları geliştirilmeli. Anadolu özel ekonomik bölgeleri ve teknoloji merkezleri oluşturulmalı ve uluslararası finansman konsorsiyumu kurulmalı.
Uzun vadeli vizyon ise 3-10 yıllık bir hedef. Avrasya bağlantı merkezi konumunu sağlamlaştırmak, enerji bağımsızlığını artırmak, Türk dünyası entegrasyonunu fiziksel ve dijital olarak derinleştirmek ve vazgeçilmez partner statüsü kazanmak bu dönemin ana hedefleri olmalı.
21. Yüzyılın Fırsatı
Zengezur koridoru, Türkiye'nin 21. yüzyıldaki jeopolitik konumunu köklü biçimde değiştirecek transformasyonel bir fırsat. ABD'nin Ortadoğu'dan çekilmesi, Rusya'nın Ukrayna'yla meşguliyeti, İran'ın izolasyonu ve Orta Asya'nın alternatif ticaret rotaları arayışı - hepsi Türkiye için eşsiz bir stratejik pencere açıyor.
Bu fırsat kalıcı değil. Küresel güç dengeleri hızla değişiyor. Türk karar vericilerin bu projeyi 21. yüzyıl Türk dış politikasının temel taşı olarak öncelemesi ve nesiller boyu sürecek stratejik avantajlar için gerekli yatırımları yapması kritik önemde.
Koridor başarılı olursa, Türkiye Asya ile Avrupa arasındaki birincil kara köprüsü konumunu kazanacak. Ve hem ekonomik refahını hem de jeopolitik ağırlığını kalıcı biçimde artıracak.
Ziya Gökalp'in 114 yıl önce hayal ettiği "Turan" vizyonu, belki de Zengezur koridoruyla gerçekleşmeye başlayacak. Ve bu sefer sadece fiziksel bir bağlantı değil, dijital çağın gereklerine uygun teknolojik bir üstünlük de beraberinde gelerek hem fiziksel Turan’ı hem de Dijital Turan gerçek olacak!