6 Şubat depremlerinin yaraları hâlâ taze… Acılarımız dinmedi, izleri silinmedi… Daha o yıkımı unutmadan, bu kez Balıkesir’de hissedilir bir depremle sarsıldık…Hepimiz biliyoruz ki, bu son olmayacak…
Deprem olduğunda birkaç gün boyunca yetkililer konuşuyor, uzmanlar ekranlara çıkıp bildiklerimizi tekrar ediyor…Ardından sessizlik… Ta ki bir sonraki felakete kadar!
Oysa unutamayacağımız bir gerçek var…Türkiye’nin neredeyse her bölgesi deprem riski altında…Biz unutsak da deprem bize acı bir şekilde hatırlatıyor…
Artık bu korkuyla yaşamak istemiyoruz!
Depremlerin yıkıcı etkilerden kurtulmanın yolu, sağlam ve dayanıklı binalar inşa etmekten; ehil mühendislerin ve görevini hakkıyla yapan denetçilerin işini eksiksiz yapmasından geçiyor…
Peki biz bireysel olarak, toplum olarak, devlet olarak ne yapıyoruz? Afetlere karşı kısa, orta ve uzun vadeli planlarımız neler? Varsa bile…çoğumuz bilmiyoruz bile…
Ülkemiz sadece depremlerle değil; yangınlar, seller, toprak kaymaları gibi birçok afetle karşı karşıya kalıyor…Her biri büyük can kayıplarına ve ağır ekonomik zararlara yol açıyor…
Artık zaman kaybetmemeliyiz!
Tüm afetlere karşı çalışmaların tek çatı altında, planlı, sürekli ve koordineli yürütülmesi için AFET Bakanlığı kurulmalı…
Bu bakanlık, afet öncesi hazırlık, afet anı yönetimi ve afet sonrası iyileştirme süreçlerini tek merkezden yönetmeli…
Daha fazla can ve mal kaybı yaşanmadan, geç olmadan…
AFET Bakanlığı kurulsun!
Vesselam.