Türkiye’de her toplu sözleşme dönemi, milyonlarca memur ve emeklinin umutlarını ve beklentilerini beraberinde getiriyor...
Ancak 8. Dönem Toplu Sözleşme masasında bir kez daha görüldü ki, kaybeden yine kamu çalışanları ve emekliler oldu maalesef…
Toplu sözleşme süreçleri, kağıt üzerinde memur ve emeklilerin haklarını korumak amacıyla yürütülüyor…
Fakat pratikte, yıllardır aynı sendikal yapının masada oturması, iktidarın çizdiği sınırların dışına çıkılmaması ve taleplerin çoğunlukla sembolik düzeyde kalması, çalışan kesimin ciddi kayıplar yaşamasına yol açıyor…
17 yıldır aynı anlayışın devam etmesi, bir noktada…
Umudu ektik ama hayal kırıklığı biçtik…sözünü gündeme taşıyor…
Yani; memur emeğinin karşılığını almak isterken, eline geçeni kayıplarla dolu bir tablo olarak buluyor…
Türkiye’de resmi enflasyon ile çarşı-pazar gerçeği arasındaki makas giderek açılıyor...
Toplu sözleşme masasında verilen zam oranları, yüksek enflasyon karşısında daha ilk aylardan eriyor…
Memurların alım gücü her geçen ay azalıyor…
Emekliler, temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanıyor…
Sosyal refah uçurumu derinleşiyor…
Bu tablo, sendikal temsilin ne derece etkin olduğuna dair soru işaretlerini artırıyor…
Sendikal yapılarının sorumluluğuna gelince…
Türkiye’de yetkili sendikanın üye sayısı 1 milyonu aşıyor. Ancak kitlesel büyüklüğüne rağmen çalışanların haklarını savunmakta etkisiz kalması, sendikal sistemin yozlaştığı yönünde eleştirilere yol açıyor…
Yetkili sendikanın iktidarla uyumlu çizgisi, çalışanların taleplerini geri plana itiyor…
Artık sorunun kaynağını teşhis etmek kadar, çözüm üretmek de elzem hale geldi…
Gerçekçi taleplere artık ortaya koymak gerekir…
Ve Toplu sözleşme masasında çalışanların gerçek ihtiyaçlarına uygun, enflasyona endeksli kalıcı zam mekanizmaları talep edilmeli…İktidar gölgesinden bağımsız, çalışanların çıkarını önceleyen sendikal anlayış yeniden inşa edilmeli…
Sendikalar, üyelerine toplu sözleşme süreçlerinde neyi talep ettiklerini, neyi alamadıklarını açıkça anlatmalı…
Çalışan kesim, parçalanmış yapılar yerine ortak mücadele zeminlerinde birleşmeli…
Netice itibariyle; Umudu ektik ama hayal kırıklığı biçtik…ifadesi, aslında sadece bir tepki değil; aynı zamanda memur ve emeklilerin içinde bulunduğu çıkmazı özetleyen güçlü bir metafor…
Yıllardır masada kaybeden taraf olan kamu çalışanlarının artık kaybedecek zamanı kalmadı…
Onları bu zararlı döngüden kurtarmak, yalnızca sendikal yapının değil, toplumun ortak sorumluluğu haline gelmiştir…
Vesselam…