UYUŞTURUCU…
Ne yazık ki ülkemizde uyuşturucu kullanımı, her geçen gün daha küçük yaş gruplarına kadar indi…
Artık bu tehlike…
Sadece büyükşehirlerin arka sokaklarında değil…
Ortaokul ve liselerin bahçelerinde…
Üniversite kantinlerinde ve hatta mahalle parklarında karşımıza çıkıyor…
Bu durum yalnızca bireysel değil, toplumsal bir çöküşün de habercisi olduğu açıkça görülüyor…
Peki, ülkemizde uyuşturucu ile etkin bir mücadele yürütülüyor mu?…
Ben cevap vereyim…
Ne yazık ki hayır…
Çünkü yapılan istatistiki çalışmalar…,
Yaş ortalamasının çok erken yaşlara kadar düştüğünü, kullanıcı sayısının arttığını ve suç oranlarında yükseliş olduğunu gösteriyor…
Unutulmamalı ki;
uyuşturucu önce bireyi, sonra ailesini, ardından çevresini ve sonunda da toplumu esir alır…
Bu girdaba kapılan gençler hem kendi hayatlarını kaybeder, hem de toplumun dinamik gücünü zayıflatır…
Bir ülkenin geleceği, gençliğiyle şekillenir…
Uyuşturucudan gençliğini kaybeden bir millet…
Geleceğini de kaybeder kuşkusuz…
Uyuşturucu ile mücadelede en önemli cephelerden biri ailedir… Çocuklarımızla sağlıklı iletişim kurmak, onlara güvenli bir ortam sağlamak ve en önemlisi onları dinlemek, tehlikeyi başlamadan önlememize yardımcı olur…
Aynı şekilde okullarda bağımlılıkla mücadele eğitimleri yaygınlaştırılmalı…
Gençlerimize uyuşturucunun zararları anlatılmalı ve spor, sanat ve kültürel faaliyetlerle güçlü alternatifler sunulmalıdır…
Uyuşturucu kullanımının yayılmasının arkasında çoğu zaman işsizlik, umutsuzluk ve geleceğe dair kaygılar yatar… Bu nedenle; gençlere istihdam olanakları yaratmak, sosyal Devletin elini güçlendirmek ve her gence “sen değerlisin” mesajını hissettirmek mücadelenin ayrılmaz bir parçasıdır…
Uyuşturucu sadece kullanıcı için değil, onu pazarlayan, örgütleyen karanlık şebekeler için de büyük bir rant kapısıdır…
Bu nedenle uyuşturucu baronlarına ve sokak satıcılarına karşı caydırıcı cezalar, etkin denetim ve uluslararası işbirliği hayati önem taşır…
Medya, bu konuda toplumu bilinçlendirme görevini üstlenmeli, özendirici içeriklerden kaçınmalıdır…
Sivil toplum kuruluşları da hem aileleri hem de gençleri bilinçlendirme konusunda aktif bir rol oynamalıdır…
Uyuşturucu ile mücadele çok yönlü, etkin ve mutlaka bütüncül bir devlet politikası hâline getirilmeli…
Eğitimden sağlığa, medyadan aileye kadar her alanda kararlılıkla yürütülmelidir…
Ayrıca bu mücadele yalnızca Devletin değil, toplumun her bireyinin görevi olduğu asla akıldan çıkarılmamalıdır…
Bu karanlık gölgeleri yok etmek elimizde…
Daha fazla gencimizin kaybolmaması için, daha fazla ailenin yıkılmaması için ve en önemlisi ülkemizin geleceği için uyuşturucuya ve onu pazarlayan karanlık zihniyetlere karşı top yekûn savaş açmalıyız…
Yeter ki Devlet, millet ve aile el ele verelim….geleceğimizi zehirleyen bu sessizliği, güçlü bir toplumsal haykırışa dönüştürelim…
Vesselam…