Yapımını Rusya’nın üstlendiği Akkuyu Nükleer Güç Santrali bir süredir devam ederken akıllardaki soru bu proje neden tamamlanamıyor?

Ülkemizin enerji alanındaki en stratejik ve önemli yatırımlarından biri olan, yapımını Rusya’nın üstlendiği Akkuyu Nükleer Güç Santrali neden bir türlü tamamlanamıyor? Yoksa bu projenin tamamlanması gerçekten istenmiyor mu?

Hatırlanacağı üzere, santralin ilk ünitesinin 23 Ekim 2023 tarihinde faaliyete geçmesi planlanmıştı. Ancak bu tarihin üzerinden hayli zaman geçmesine rağmen, hâlâ santralin devreye alındığına dair somut bir gelişme göremiyoruz. Peki, neden?

Aklımıza takılan bir diğer önemli konu ise, Güney Kore ile anlaşma aşamasında olan ve Sinop’ta kurulması planlanan ikinci nükleer santral projesi. Acaba Rusya, “Akkuyu’yu ben yapıyorum, Sinop’u da ancak ben yaparım” mı demek istiyor? Yoksa “Sinop’u başka bir ülkeye verirseniz, Akkuyu’yu da geciktiririm” mesajını mı veriyor?

Kulislerde konuşulanlara ve gelen duyumlara göre bu ihtimal oldukça güçlü. Geçtiğimiz haftalarda Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın gerçekleştirdiği Rusya ziyaretinde gündeme gelen en önemli başlıklardan birinin de bu konu olduğu ifade ediliyor. Ancak görüşmenin içeriğine dair kamuoyuna açıklanmış net bir bilgi bulunmuyor…

Görünen o ki Rusya, Türkiye’deki nükleer enerji pazarını başka bir aktöre kaptırmak istemiyor. Elbette bu meseleyi yalnızca ekonomik çıkarlar ve enerji yatırımları kapsamında değerlendirmek eksik olur. Konunun daha geniş bir perspektifte, jeopolitik dengeler ve güvenlik stratejileri çerçevesinde ele alınması gerekiyor…

Rusya, enerji yatırımları üzerinden Türkiye’yi kendi uzun vadeli bölgesel planlarına entegre etmek istiyor gibi görünüyor. Diğer bir ifadeyle, Türkiye’nin enerji alanında kendisine bağımlı hale gelmesini arzuluyor.

Türkiye ise bu tabloyu net bir şekilde görüyor ve enerji alanında tek bir ülkeye bağımlı olmanın yaratacağı riskleri dikkate alarak daha dengeli bir politika izlemeye çalışıyor. Bu da Rusya’nın hoşuna gitmiyor olmalı ki, süreç tehdit boyutuna kadar taşınmış gibi. “Ya benimle ya bensiz” anlayışıyla hareket eden bir Rusya ile karşı karşıya olduğumuz anlaşılıyor.

Velhasıl, Akkuyu Nükleer Santrali yalnızca bir enerji yatırımı değil; aynı zamanda Türkiye’nin bağımsızlık, güvenlik ve dış politika tercihleriyle doğrudan ilintili, çok katmanlı bir konu. Önümüzdeki süreçte bu denklem nasıl şekillenecek, hep birlikte göreceğiz.

Vesselam…