Türkiye, 40 yılı aşkın süredir terörle mücadele ediyor…

Binlerce şehit, on binlerce mağdur ve trilyonlarca lira kaynak kaybı…

Bu kara tabloyu tersine çevirecek bir adım ise bugünlerde TBMM çatısı altında atılıyor: “Terörsüz Türkiye Komisyonu.”

Bütün siyasi partilerin katılımıyla oluşturulan bu komisyon, Ağustos ayında çalışmalarına başlayacak…

Komisyonun amacı belli:

Terör belasından kurtulmak, örgütün silah bırakma sürecini şeffaf şekilde yönetmek ve bu süreçteki siyasi-hukuki düzenlemeleri gerçekleştirmek…

Kulağa hoş geliyor değil mi? İnsana umut veriyor…

Ama geçmişte yaşadıklarımız, bizi hem temkinli hem de gerçekçi olmaya zorluyor…

Bu komisyonun en önemli özelliği ise Meclis’teki bütün partileri aynı masada buluşturması.

Bu fotoğraf, Türkiye’nin birlik mesajı açısından son derece değerli…

Ancak “ortak masa”yı güçlü kılacak olan sadece görüntü değil, irade ve şeffaflık olacaktır…

Burada kritik bir noktaya değinmek gerekiyor: Komisyonun güçlü bir yasal zemine oturtulması şart. Hukuki altyapısı olmayan bir yapı, yarın en küçük siyasi dalgada devrilir ve içinde yer alan isimler haksız yere hedef hâline gelebilir. Bu nedenle, atılacak ilk adımlardan biri, komisyonun yetki ve sorumluluklarının net bir şekilde yasayla tanımlanması olmalıdır.

Milletin beklentisi açık: Devletin otoritesinden taviz verilmeden, ülkenin üniter yapısı sarsılmadan terörün bitirilmesi…

Hiç kimse yeni bir çözüm süreci fiyaskosuna tahammül edemez…

O dönemde yapılan hatalar hâlâ hafızalarda…

Kapalı kapılar ardında yürütülen görüşmeler, kamuoyunun bilgilendirilmemesi gibi…

Peki gelelim asıl meseleye:

Silah bırakmanın hukuki zemini nasıl hazırlanacak?

Ceza indirimleri ya da af tartışmaları hangi çerçevede yapılacak?

Terör örgütüyle ilişkisi olan siyasetçilere karşı tutum ne olacak?

Şehit ve gazi ailelerine ne söylenecek…

Bu sorulara verilecek cevaplar, sürecin kaderini belirleyecektir…

Ayrıca;

Siyasi rant kaygısı…

Örgütün süreci oyalama taktiğine çevirmesi…

Uluslararası aktörlerin sürece müdahalesi… gibi risklerin oluşma ihtimalini de unutmayalım…

Bununla birlikte;

Barış ve huzurun tesis edilmesi…

Türkiye’nin bölgesel güç olarak istikrarını artırması…

Ekonomiye ve iç güvenliğe pozitif katkı… gibi fırsatları da göz ardı edemeyiz…

Netice itibarıyla; Terörsüz Türkiye Komisyonu, sadece bir siyasi girişim değil, ülkenin geleceğini şekillendirecek bir sınavdır…

Eğer başarırsak, Türkiye’nin yüzyılı daha güçlü bir şekilde inşa edilir…

Başaramazsak, faturası çok ağır olur…

Vesselam…