Bir Hataylı olarak, zeytinin hayatımızın her alanında ne denli değerli bir yer tuttuğunu bilenlerdenim…

Bir Hataylı olarak, zeytinin hayatımızın her alanında ne denli değerli bir yer tuttuğunu bilenlerdenim…

Sofralarımızdan hiç eksik etmediğimiz, yağını özenle kullandığımız ve geçmişte çekirdeğini bile “pirina” adı verilen yöntemle presleyip odun haline getirerek yakacak olarak değerlendirdiğimiz ZEYTİN…

ZEYTİN, sadece bir tarım ürünü değildir. Aynı zamanda bu toprakların kültürüdür, belleğidir, yaşam biçimidir…

Ülkemizin birçok yerinde yetişen ZEYTİN ağaçlarının sayısının 90 milyonu aştığı biliniyor… Ne var ki bu kadim ağaçlar ve bereketli topraklar artık tehdit altında.

Zeytinliklerin bulunduğu arazilerde madencilik faaliyetlerinin yürütülebilmesi için yeni bir yasa taslağının Meclis’e sunulacağı belirtiliyor…

Bu konu daha önce de birçok kez gündeme getirildi; kamuoyunun yoğun tepkisi üzerine geri çekildi, iptal edildi.

Ancak ne hikmetse, bu düzenleme tekrar tekrar Meclis’e sunuluyor…

Sanki bu durum bir takıntıya dönüşmüş gibi…

İlle de bu yasa çıkarılmak, zeytinlikler yok edilmek isteniyor.

Oysaki her seferinde görüyoruz;

Bu çaba kamu vicdanında derin yaralar açıyor…

Bu kadar ısrarla neden bu işin üzerine gidiliyor, anlamak gerçekten güç…

Evet… Ülkemizin yeraltı kaynaklarına, madenlerine de ihtiyacı var şüphesiz…

Bu alanda dışa bağımlılığı azaltmak, yerli kaynaklarımızı değerlendirmek elbette çok mühim…

Ancak bin, iki bin, hatta üç bin yıllık geçmişe sahip, toplamda 40 milyonu aşkın ZEYTİN ağacını feda etmek ne demek!

Ülkemizde madencilik için başka yer mi kalmadı da gözler ısrarla zeytinliklerin üzerine çevriliyor!

Oysa dünyada zeytinin gerek ticari kazanç gerekse sağlık açısından değeri her geçen gün daha iyi anlaşılırken, biz hâlâ ısrarla maalesef bu yasayı çıkarmaya çalışıyoruz.

Biraz geçmişe baksak, aslında bu konuda bize yol gösterecek çok değerli bir mirasa sahip olduğumuzu anlayacağız.

Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatıyla hazırlanan ve ölümünden sonra yürürlüğe giren 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı Hakkında Kanun, ZEYTİN ağaçlarını koruma altına almıştı….

Bu yasa sayesinde; çiftçi desteklenmiş, zeytinyağı tüketimi teşvik edilmiş, yabani zeytin ağaçları aşılanarak tarıma kazandırılmıştı.

Bugün ise tam tersi bir anlayışla, milyonlarca ZEYTİN ağacının kesilmesinin önü açılmak isteniyor.

Cumhuriyetimizin bize emanet ettiği, korumamız gereken zeytinlik yasasını; gereksiz, aceleye getirilmiş ve hiçbir uzun vadeli plan içermeyen başka bir yasayla ortadan kaldırmak istiyoruz.

Yazık… Yazık… Çok yazık…

Vesselam…