Sevgili dostlar…
Bugün sizinle Türkiye’nin 2026’da üstleneceği oldukça önemli bir diplomasi maratonundan bahsetmek istedim. Türkiye, gelecek yıl yalnızca tek bir zirveyi değil, NATO Zirvesi’ni, COP31’i ve Türk Devletleri Teşkilatı zirvesini aynı yıl ağırlamaya hazırlanıyor.

Son yıllarda hem bölgesel hem de küresel diplomaside etkisini artıran Türkiye, özellikle Rusya-Ukrayna savaşı gibi kritik başlıklarda yürüttüğü arabuluculuk girişimleriyle dikkat çekiyor zaten. Bunun yanında insani diplomasi adımları ve çok taraflı iş birliği mekanizmalarıyla uluslararası arenada daha görünür ve etkin bir pozisyona yerleşiyor.

İşte tüm bu tablo, Türkiye’nin neden art arda üç büyük zirveye ev sahipliği yapacağını da aslında bize anlatıyor. Ülke, hem dış politikasındaki aktif rolünü hem de küresel diplomasi sahnesindeki ağırlığını bu zirvelerle birlikte çok daha belirgin bir şekilde ortaya koymayı hedefliyor.
Özellikle COP31’in İstanbul ve Antalya’da gerçekleşecek olması, Türkiye’nin iklim diplomasisine verdiği önemi yeniden hatırlatıyor. 196 ülkenin liderlerinin katılacağı bu zirvede gündemi belirleyecek tarafın Türkiye olması da ayrı bir sorumluluk taşıyor tabi ki…
Bu da demek oluyor ki, NATO Zirvesi’nin Ankara’da, Türk Devletleri Teşkilatı zirvesinin ise yine Türkiye’nin ev sahipliğinde yapılacak olması, diplomatik trafiğin 2026’da olağanüstü yoğun geçeceğini gösteriyor.
Özetle dostlar, 2026 Türkiye’nin küresel diplomaside hem konumunu pekiştirdiği hem de yeni mesajlar verdiği bir yıl olacak gibi duruyor. Bakalım…Takipte kalalım…
*Bu siteye yazılan köşe yazıları Türkinform'un editöryal politikasını yansıtmamaktadır. Köşe yazılarındaki görüşler yalnızca yazarları ilgilendirmektedir.*