Cumhuriyet Halk Partisinde cumhurbaşkanlığı adaylığı kritik bir aşamaya girmiş durumda….

CHP’nin doğal cumhurbaşkanı adayı olarak görülen Ekrem İmamoğlu’nun hakkındaki yargı süreci ve buna bağlı cezaevi durumu, siyasi denklemi köklü biçimde değiştirdi….

Mevcut tablo, İmamoğlu’nun yakın dönemde serbest kalacağına yönelik bir işaret vermediği gibi…
Serbest kalsa dahi diploma tartışması üzerinden yeni bir hukuki belirsizliğin gündeme gelebileceği konuşuluyor…

Bu gelişmeler…
İmamoğlu’nun olası adaylığını ciddi biçimde zayıflatırken, kamuoyunun odağı CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e yönelmiş durumda…
Son haftalarda Özel’in yaptığı açıklamalar ise, parti içinde ve muhalefet bloğunda “Özel adaylık için kendini mi hazırlıyor?” sorularını gündemin merkezine taşıdı…

Özgür Özel’in T24’e yaptığı açıklama dikkat çekici bir eşik niteliğinde: “İmamoğlu’nun aday olamadığı bir noktada dönülüp bakılır; kim kazanacaksa, en doğru aday kimse, birlik içinde karar veririz.”
Bu ifade, kamuoyunda açık bir şekilde “Adaylık kapısını kendine aralıyor” şeklinde yorumlandı…

Ardından Sultanbeyli mitinginde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a doğrudan hitaben söylediği: “Seninle sandıkta yarışmaya hazırım.”
ifadesi, siyaset kulislerinde fiili adaylık ilanı olarak değerlendirildi…
Bu çıkışlar, Özel’in özgüveninin belirgin biçimde arttığını, tabanda ve parti içinde kendi liderliğini daha güçlü şekilde konumlandırmak istediğini gösteriyor..

Özgür Özel’in bu çıkışları, Ekrem İmamoğlu cephesinde memnuniyetsizliğe neden olmuş görünüyor…
İmamoğlu’nun son açıklaması bunu açıkça ortaya koyuyor: “Adaylığım siyasi olarak engellenirse, demokratik muhalefet yeniden birleşmelidir. Gerekirse başka bir isim öne çıkar.”
Bu cümle, bir yönüyle olası siyasi yasak ihtimaline hazırlık; diğer yönüyle ise Özgür Özel’e yönelik bir rahatsızlık ve mesafe koyma mesajı niteliği taşıyor…

CHP, bu karmaşık atmosferde Kasım ayı sonunda kritik bir kurultaya gidiyor…
Kurultayın sonuçları, yalnızca parti yönetiminin değil, aynı zamanda muhalefetin cumhurbaşkanlığı stratejisinin de belirleyicisi olacak…

Özel’in, İmamoğlu’na yakın isimleri geri plana itip itmeyeceği; parti içi dengeleri kendi liderliği doğrultusunda yeniden kurup kurmayacağı büyük merak konusu…

Yargı süreci ve siyasi risklere rağmen, İmamoğlu’nun parti tabanındaki güçlü karşılığı hâlen belirleyici olmaya devam ediyor…

Partide ve Meclis grubunda rahatsızlık yaratan yolsuzlukla anılan bazı isimlerin geleceği, Özel’in liderlik kapasitesi ve kararlılığını test edecek…

Mevcut siyasi tabloya bakıldığında, “İmamoğlu’na rağmen Özgür Özel’in adaylık ihtimalinin giderek güçlendiği” yönündeki değerlendirmeler ağırlık kazanıyor…
Özellikle Özel’in son dönemdeki çıkışları, tabanda ve parti örgütünde kendine daha geniş bir meşruiyet alanı açtığını gösteriyor…

Kasım sonunda yapılacak kurultay, hem parti içi güç dengelerini yeniden şekillendirecek hem de CHP’nin cumhurbaşkanlığı stratejisini belirleyecek en kritik dönemeç olarak öne çıkıyor…

CHP’de görünmese de inceden yaşanan İmamoğlu–Özel gerilimi, yalnızca bir kişisel çekişme değil; partinin gelecek vizyonunu, muhalefetin yeniden yapılanmasını ve Türkiye’nin siyasî yönelimini yakından ilgilendiren bir süreçtir…
Önümüzdeki haftalarda yaşanacak gelişmeler, hem parti içi dengeleri hem de 2028 seçimlerine giden yol haritasını derinden etkileyecektir…
Vesselam…

*Bu siteye yazılan köşe yazıları Türkinform'un editöryal politikasını yansıtmamaktadır. Köşe yazılarındaki görüşler yalnızca yazarları ilgilendirmektedir.*