KÖŞE YAZISI | Hazırlayan: Harun ŞAHİN

Enerji, artık sadece kalkınmanın değil; bağımsızlığın, refahın ve jeopolitik etkinliğin temel unsurlarından biri. Türkiye ise son yıllarda enerji alanında attığı adımlarla, yalnızca dışa bağımlılığı azaltmakla kalmıyor, aynı zamanda enerjide kendi kaderini yazan bir ülke olma yolunda hızla ilerliyor.

Bu yolda kaya gazı ve diğer yerli enerji kaynakları, Türkiye’nin geleceğine yön verecek stratejik taşlardan biri haline gelmiş durumda. Artık mesele sadece “enerji üretmek” değil; bu üretimi yerli kaynaklarla, çevreye duyarlı, ekonomik olarak sürdürülebilir ve teknolojiye dayalı biçimde yapmak.

Yerli Enerjide Sessiz Devrim

Uzun yıllar boyunca enerjide dışa bağımlılığı yüksek olan Türkiye, son 15 yılda yerli kaynaklara yönelerek çok yönlü ve kararlı bir enerji dönüşüm sürecine girdi. Güneş, rüzgar, hidroelektrik ve jeotermal yatırımlar artarken, bir yandan da fosil kaynaklar açısından potansiyel arz eden kaya gazı gibi stratejik alanlara odaklanılmaya başlandı.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın “Milli Enerji ve Maden Politikası” kapsamında, Türkiye’nin kendi yer altı kaynaklarını daha verimli ve ileri teknolojiyle kullanma kararlılığı her geçen yıl daha görünür hale geliyor.

Kaya Gazı Nedir? Neden Stratejik Bir Kaynaktır?

Kaya gazı (shale gas), geleneksel doğalgazın aksine, sıkı ve geçirimsiz kayaçlar içinde bulunan ve gelişmiş sondaj teknikleriyle (örneğin yatay sondaj ve hidrolik kırma) çıkarılan bir doğalgaz türüdür. Özellikle ABD’nin enerji devriminin temelini oluşturan bu kaynak, yüksek miktarda enerji potansiyeli barındırması ve yerli oluşu sayesinde stratejik değer taşır.

Kaya gazı sayesinde enerji ithalatını azaltan ülkeler, hem döviz tasarrufu sağlar hem de enerji güvenliğini artırır. Türkiye de bu yolda ilerliyor.

Türkiye’de Kaya Gazı Potansiyeli: Neredeyiz?

Türkiye’de kaya gazı potansiyeli ilk kez 2010’lu yıllarda ciddi anlamda gündeme geldi. Özellikle Güneydoğu Anadolu ve Trakya havzalarında yapılan jeolojik çalışmalar sonucunda önemli rezerv alanları belirlendi.

Diyarbakır-Batman-Mardin üçgeni ve Trakya Havzası, en verimli formasyonlar olarak ön plana çıkıyor.

TPAO (Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı), bu bölgelerde pilot sondajlar gerçekleştirerek rezerv tahmini ve teknolojik uygunluk analizlerine başladı.

2023 yılı itibarıyla kaya gazı çıkarmaya yönelik Ar-Ge ve saha testleri hız kazanmış durumda.

Henüz üretim, ABD’deki gibi büyük ölçekli olmasa da; Türkiye’nin bu alanda yürüttüğü çalışmalar, önümüzdeki 10 yılda ciddi bir üretim potansiyeline ulaşabileceğinin sinyalini veriyor.

Kaya Gazı ve Yerli Enerjide Atılabilecek Stratejik Adımlar

Türkiye’nin kaya gazı ve diğer yerli enerji kaynaklarından maksimum faydayı sağlaması için önerilebilecek bazı ılımlı ve uygulanabilir adımlar şöyle:

Kaya gazı çıkarımı, ileri düzey sondaj ve veri analitiği teknolojileri gerektirir. Türkiye’nin üniversiteleri, teknoparkları ve enerji enstitüleri bu alana özel fonlarla desteklenmeli; yerli teknoloji şirketleri teşvik edilmelidir.

Hidrolik kırma yöntemi çevresel kaygılara neden olabileceğinden, bu konuda en ileri filtrasyon, atık yönetimi ve su tasarrufu sistemleri uygulanmalı. Türkiye bu alanda dünyaya örnek olabilecek çevreci bir model geliştirebilir.

Yerli mühendislik ve tecrübe birikimi artırılırken, uluslararası teknik bilgi ve deneyimle stratejik ortaklıklar kurulabilir. Özellikle Avrupa’daki enerji krizinin ardından Türkiye, doğu ile batı arasında enerji üssü olma hedefini destekleyecek iş birliklerine açık olmalıdır.

Enerji projelerinde yerel halkın endişeleri dikkate alınmalı, saha çalışmaları ve üretim süreçleri çevreye saygılı şekilde yürütülmeli. Bilinçli bir kamuoyu, enerji projelerinin en güçlü destekçisi olur.

Kaya gazı, fosil bir kaynak olsa da; ithal kömür ve petrole göre daha düşük karbon emisyonuna sahiptir. Bu nedenle Türkiye’nin karbonsuzlaşma hedeflerine geçiş sürecinde güvenilir bir köprü kaynağı olabilir.

Yerli Enerji: Ekonomik Güç, Jeopolitik Etki

Enerjide yerli üretimin artması, Türkiye’nin dış ticaret açığını kapatma konusunda da önemli bir rol oynuyor. Her yıl doğalgaz ve petrol ithalatına ödenen milyarlarca dolarlık kaynağın bir kısmı, artık yerli üretimle içeride kalabilir.

Ayrıca Türkiye'nin enerji ithalatına bağımlılığı azaldıkça, jeopolitik pazarlık gücü de artacaktır. Enerji arz güvenliği; sadece evlerde ışıkların yanması değil, bağımsız ve güçlü kararlar alabilen bir devletin altyapısıdır.

Türkiye’nin Enerji Geleceği Kendi Toprağında Saklı

Türkiye’nin kaya gazı ve yerli enerji kaynaklarına yaptığı yatırımlar, uzun vadeli, sabırlı ve stratejik adımlarla ilerliyor. Bugün atılan her sondaj, her Ar-Ge çalışması, sadece bir enerji projesi değil; geleceğin güçlü, bağımsız ve çevreci Türkiye’sinin temel harcıdır.

Bu toprakların derinliklerinde sadece enerji değil; umut, güven, kalkınma ve gelecek saklı.

Artık mesele şu: O gücü çıkarmak için inançla, bilimle ve akılla çalışmak.

Kaynaklar: Dışişleri Bakanlığı Verileri, BM Raporları, Uluslararası Ajans Analizleri